Duyurular

Ege Adalarında Osmanlı Eserleri

Ege Adalarında Osmanlı Eserleri

Kanuni Sultan Süleyman’ın 1522’de fethettiği Rodos  adası, yüzlerce yıl devam eden Osmanlı hâkimiyetinin izlerini taşıyan adada onlarca Osmanlı eseri bulunuyor.

XIX. yüzyılın ortasında Rodos’u tasvir eden J. M. V. Turner’in bir gravürü

Oniki adalar’daki Türk nüfusu ağırlıklı olarak Rodos ve İstanköy adalarında ikamet etmektedir. Türkler esnaf, turizmci, rehber gibi çeşitli hizmetlerde görev alarak adalardaki istihdam yükünü sırtlamaktadır. Yunan adalarına tatile gelen Türk vatandaşları adalara geldiklerinde Türklerle karşılaşarak şaşırmaktadırlar.

Her yıl yaklaşık 1,5 milyon turistin ziyaret ettiği Rodos’ta, Osmanlı eserleri restorasyon ve benzeri bahanelerle yıllardır kapalı tutuluyor. 400 yıla yakın bir süre Osmanlı İmparatorluğu’nun egemenliğinde kalan adada değişik zamanlarda inşa edilen 14 cami, medrese, 2 hamam, 15 türbe, kütüphane ve birçok çeşme bulunuyor. Yunanistan’ın en önemli turizm kaynaklarından biri olan adada, Pargalı İbrahim Paşa Camisi, Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi ve çeşmeler dışındaki bütün Osmanlı eserlerinin ziyaret edilmesine “restorasyon” gerekçesiyle izin verilmiyor.

Rodos'ta camiler Pargalı İbrahim Paşa Camisi

Yalnızca Pargalı İbrahim Paşa Camisi’nin ibadete açık olduğu Rodos’ta yaşayan Müslümanlar, diğer camilerin kapısına kilit vurulmasına tepki gösteriyor. Birçok medeniyete ev sahipliği yapan ve 12 Adalar içinde yer alan 120 bin nüfuslu Rodos’ta 5 bin civarında Müslüman Türk yaşıyor.

Osmanlı döneminde inşa edilen;

Ağa Camii,

Minaresi restore edilen Ağa Camii

Bab’ı Mesdud Camii,

Borazani Baba Camii,

Girit Camii,

Hamza Bey Camii,

Hurmalı Camii,

Murat Reis Camii,

Muradiye Camii,

 

Recep Paşa Camii,

Mustafa Recep Paşa Camii

Türk Mahallesi’nin ortasında, büyük çınar ağacının gölgelediği bir meydana (Doriyos) 1588’de inşa ettirilmiş. Camiin şadırvanı yerli taştan yapılmış, sekiz kolon tarafından tutulan bir kubbe ile örtülmüş. Camiye girerken sağ tarafta bulunan minarenin silindirik gövdesi de yeni yapıdır. Lakin bu muazzam eser 2011 Aralık’ında bakımsızlık ve bürokrasi engellerinden dolayı çöktü. Ana kubbeyi taşıyan dört sütundan ikisi yıkıldı ve kubbenin ana giriş tarafında büyük hasar meydana geldi.

Salakos Köyü Camii,

Salakos Köyü’nün merkezinde yer almaktad›r. Ne zaman yapıldığı tam olarak tespit edilememiştir. 1950’li yıllardan beri ibadete kapalıdır. Dikdörtgen plânlı cami, kırma çatıyla örtülüdür. Mihrap ile ahşap minberi sadedir. Minaresi yerinde, merdivenlerle çıkılan kare bir kaide yer almaktadır. Cami, günümüzde oldukça bakımsız durumdadır. Caminin bakımıyla ilgilenen ve cami avlusundaki evde yaşayan iki Türk de on yıl önce ölmüştür. Köyde halen, beş Türk yaşamaktadır.  Köyün Müslüman Mezarlığı da 1980 yılının ortalarında, basketbol sahası olarak düzenlenmiştir.

Sultan III. Mustafa Camii

Sultan Mustafa Paşa Camii

Sultan Mustafa Paşa Camii

Sultan III. Mustafa Camii

Sultan III. Mustafa Camii kubbesi

Mustafa Paşa Camii, 1758’de Sultan III Mustafa tarafından yaptırılmıştır. Bu camii’nin minareleri ve bütün kubbeleri yıkılmış bulunmaktadır. Günümüzde adada yaşayan Türkler için nikah salonu olarak  kullanılmaktadır.

Şadırvan Camii,

yıllar süren sözüm ona restorasyon çalışmalarının bitmemesi sebebiyle ibadete kapalı tutuluyor ve turistlerin buraları ziyaret etmesine de izin verilmiyor. Anlaşılan o ki; bu restorasyonlar asla bitirilmeyecek. Ta ki bu camiler yıkılana kadar!

Yalnızca bayram namazlarında açılıyor

Süleymaniye Camii

Süleymaniye Camii içi

Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı uyarınca adada inşa edilen Süleymaniye Camisi ise yalnızca Ramazan ve Kurban Bayramı namazları için ibadete açılıyor. Restorasyonu tamamlanmayan camilerin etrafı metal bariyerlerle kapatılırken, restorasyonun tamamlandığı camilerin kapısına kilit vurulması ise dikkati çekiyor.

Rodos’un tarihi kalesi içinde yer alan ve adanın önemli tarihi zenginliklerinden türbeler ise kaderine terk edilmiş durumda.

Osmanlı tarihi için büyük önemi olan Borazani Baba ve Canbek Giray Han Türbeleri, bakımsızlığıyla dikkati çekerken, Murad Reis mezarlığı içinde yer alan Mehmed Şekip Paşa Türbesi yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Türbenin yıkılması, etrafına konulan demir desteklerle engellenmeye çalışılıyor.

Kütüphane ziyarete açık

Rodos’ta Osmanlı’dan kalan ve ziyarete açık bir diğer eser Hafız Ahmet Ağa Kütüphanesi, Ahmed Fethi Paşa tarafından dünyanın değişik coğrafyalarından toplanan eser barındırıyor. Başta Türkler olmak üzere yabancı turistlerin büyük ilgisini çeken kütüphane, Yunanistan’ın da en önemli kültür miraslarından biri olarak görülüyor. Selçuklu döneminden kalma eserleri de barındıran kütüphanede en eski kitabın 800-900 yıllık olduğu tahmin ediliyor.

Adada yaşayan soydaşlar, Osmanlı eserlerinin korunmasını istediklerini belirtirken, eserlerin ziyarete açılmasını bekliyor.

Rodos ve İstanköy ziyaretleri

2012 yılında Rodos ve İstanköy adalarını ziyaret etmiştik. Murat Reis Camii ve külliyesi bakımsız halde.Murat Reis külliyesinin bahçesine bir konservatuvar yapılmakta. Caminin içi uzun yıllardır kapalı olduğundan toz ve cami duvarlarından dökülen kireç parçalarıyla dolu.

Rodos’ta Peygamber Efendimizin (SAV) sakalı şerifleri de var. Adada Kanuni Sultan Süleyman’ın fermanı uyarınca inşa edilen Süleymaniye Camisi ise yalnızca Ramazan ve Kurban Bayramı namazları için ibadete açılıyor.

Restorasyonu tamamlanmayan camilerin etrafı metal bariyerlerle kapatılırken, restorasyonun tamamlandığı camilerin kapısına kilit vurulması ise dikkati çekiyor.

Rodos’un tarihi kalesi içinde yer alan ve adanın önemli tarihi zenginliklerinden türbeler ise kaderine terk edilmiş durumda.

Osmanlı tarihi için büyük önemi olan Borazani Baba ve Canbek Giray Han Türbeleri, bakımsızlıklarıyla dikkati çekerken, Murad Reis mezarlığı içinde yer alan Mehmet Şekip Paşa Türbesi, yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Türbenin yıkılması, etrafına konulan demir ya da tahta desteklerle engellenmeye çalışılıyor.

Camiler meyhane ve depo yapılmış

İstanköy (Yunanlılar Kos demekte) adasında da çok sayıda Türk-İslam eseri var. Maalesef tıpkı geçenlerde olan deprem gibi, 1933 yılında da İstanköy’de meydana gelen depremde bu eserlerin çoğu yıkılmış veya zarar görmüş.

Yunanistan hükümeti adalardaki camileri çürümeye terk etti

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii

Yunanlılar bu camilerden bazılarını içki içilen meyhanelere çevirmişler. Temmuz 2017  depremde yıkılan Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii ve Defterdar İbrahim Efendi Camilerinin minareleri, bu mekânların üzerine çöktü.

Adada 1892 yılında yapılan ve minaresi 1933 yılındaki depremde yıkılan Atik Camiinin içi ve dışı harap haldedir. Atik Camii, maalesef bugün depo olarak kullanılmaktadır.

Limanda bulunan Tabakhane Camii (bu cami aynen İzmir’deki Konak Camii’ni andırır küçük fakat şirin bir camiydi), 1933 depreminde hasar gördüğü bahane edilerek İtalyanlar tarafından yıkılmıştır.

Sultan Süleyman Han Camii ise 1933 depreminde çok büyük hasar görmüştür. Bu gün sadece minaresinin en alt kısmı ayaktadır.

Yenikapı Camii, tarihinde iki defa tamir olmuştur. Birinci defa yanmış, ikinci defa 1895 yılında tamirat yapılmış ve 1933 depreminde de tamamen yıkılmıştır.

Ak Dede camii, bir köy camisi niteliğinde olup 1933 yılında meydana gelen şiddetli depremden sonra yıkılmış ve bir daha da yaptırılmamıştır.

Rodos ve İstanköy’e gittiğinizde lütfen…

Rodos ve İstanköy’e turist olarak giden vatandaşlarımız Osmanlı yadigârı bu eserleri ziyaret etsinler. Özellikle Rodos’ta bulunan Türk mezarlığında 20 binden fazla Osmanlı şehidi yatıyor. Bu şehitlik mutlaka ziyaret edilsin. Fatiha okunsun. Yunanlılar izin vermediği için biz gece saatlerinde şehitliği ziyaret edilebilir.  Mezar taşları adeta şehitlerin silueti gibi sanki canlı. Allah hepsine rahmet eylesin, Allah onlardan razı olsun.

Rodos’da Osmanlı İmparatorluğu döneminde inşa edilen Murat Reis Camii ve Külliyesi’nin avlusuna bando mızıka merkezi kurulacak. Rodos Belediyesi, halihazırda bakımsızlıktan yıkılmak üzere bulunan Murat Reis Külliyesi’nin avlusuna bando mızıka merkezi inşa ediyor. 1972 yılında ibadete kapatılan Murat Reis Camii ve Murat Reis Külliyesi’nde külliyenin girişinde yer alan tabelaya göre yaklaşık 900 bin avro tutarında restorasyon gerçekleştiriliyor. Ancak habere göre restorasyon yerine külliyenin avlusunda bando mızıka eğitim merkezi inşa ediliyor. Adada yaşayan Türkler ise külliyenin adada yaşayan Müslümanların elinden alınarak yok edildiği gerekçesi ile belediyenin kararına tepki gösteriyor.

Murat Reis, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı donanmasına girdi, Barbaros Hayrettin Paşa’nın Haçlı Donanması amirali Andrea Doria ile yaptığı Preveze Deniz Savaşı’na katıldı. Cephede savaşarak şehit düşen Murat Reis, Rodos’a gömüldü. Adını Murat Reis’ten alan Murat Reis Külliyesi, aynı zamanda Türk Şehitliği olarak biliniyor, pek çok Osmanlı askerinin kabri de bu külliyede yer alıyor. UNESCO tarihi eserler listesinde bulunan ve bugüne dek gelmiş tarihi eserler bakımsızlıktan veya farklı gerekçeler ile vakıf mülkiyetinden çıkarılıyor.

Rodos İslam Eserlerini Koruma Vakfı Rodos Evkaf İdaresi’nin ise bu tahribata göz yumduğu iddia ediliyor.

Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii

Bulunduğu Yer: Platea Platanu (Hipokrat Çınarı Meydanında)
Tıbbın babası sayılan Hipokrat’in, öğrencilerine altında ders verdiği ileri sürülen 14 m çapında devâsa bir gövdeye sahip çınar ağacının gölgelediği geniş meydanda bulunan Cezayirli Gazi Hasan Paşa Camii, 1190 (1776) yılında Cezayirli Gazi Hasan Paşa tarafindan inşa ettirilmistir.
Cami oniki kemer üstüne oturtulmuş olan bir revak ve namaz lıktan ibarettir. Revaka, minare yanındaki merdivenden, harime de ön cephedeki merdivenlerden doğruca girilir.
Cami avlusunda, Hipokrat çınarı yanında, başları işlemeli 6 mermer sütun üzerine oturtulmuş kubbesiyle hemen dikkatleri üzerine cekecek kadar güzel 6 köşeli bir şadırvan bulunmaktadır. Şardırvanın 12 yüzlü olan mermer su deposunun her yüzüne selvi ağaçları kazınmıştır. Bu tarz, Rodos’taki şadırvanlarda görülen işlemenin  aynıdır.
Caminin tek şerefeli ince, zarif minaresi yanından 1. kattaki geniş revaka girilir. Ahşap tavanın harap olan revak’dan namaz kılınan harime geçilir. Kapı üzerindeki, geçme mermer kemerin altını süsleyen, Türk-Osmanlı hüsn-ü hat sanatının güzel eserlerinden biri olan yazıtta: “Selâmün aleyküm tibtum fedhulûhâ hâlidin” yazmaktadır . Bir âyet olan bu sözlerin dilimizdeki anlamı: “Selâmün aleyküm, ölümsüzleşmek için içeriye girin”dir.
Sekiz işlemeli mermer sütun üzerine oturtulmuş olan düz tavanın örttüğü çekme kat harimine girildiğinde dikkati çeken ilk şey, içerideki büyük harabiyettir. Ahşap olan döşemeler tamamen çürümüş ye parçalanmıştır. Türk ağaç işçiliğinin nefis bir örneğini teşkil eden müzeyyen tavan tam bir perişanlık içinde ve çökmek üzeredir. Bu çöküşü geciktirmek için muhtelif yerlere dayanaklar ve mertekiler konmuştur.
Cami içinin yıkılmaya yüz tutmuş olmasına rağmen mermer oymacılığının nefis bir örneği olan mihrâbı, bütün güzelliği ile yerinde durmaktadir. Üzerinde: “Küllemâ dehalâ aleyhâ Zekeriyya’l-mihrâb-1190” (1776) yazmaktadır. Hariminin bütün pencereleri, daha ilk girildiğinde insanı etkileyen bir tarzda renkli camlarla süslenmiş ve bu camların üzerlerinde, herbiri ayrı ayrı bir sanat eseri olan yazılar oyma şeklinde işlenmiştir. Bunlardan birisi şöyledir: “Hüseyin Radiyallahü taâlâ anh 1290” (1873), bir diğerinde ise: “Osman Radiyallâhu taâlâ anh” yazılıdır. Üzerlerindeki tarihten bu vitraylarin, caminin inşa edildigi tarihtekiler olmadığı, bunların inşaadan tam yüzyıl sonra yapıldığı anlaşılmaktadır.
Türk Vakıf idaresi ile yapılan görüşmede, bu camii’in restorasyonu için ön çalışmaların yapıldığı, Yunan Hükümeti’nden gerekli izinlerin alımasını müteakip restorasyon çalışmalarına başlanılacağı konusunda sevindirici bir bilgi alınmıştır.

Cezayirli Hasan Paşa Câmii (Platia Platau)

      Cezayirli Hasan Paşa Câmii Şadırvanı    Cezayirli Hasan Paşa Câmii

Defterdar Camii (Defterdar Hacı İbrahim Efendi Camii)
Bulunduğu Yer: Bodrum’a komşu İstanköy Adası, (Kos) Platea Elefterias ve Platea Kazulli (Çarşı meydanı)

Defter Camii minaresi ve şadırvanı yıkılmadan önce

Istankoy şehri içindeki camilerden ibadete açık ve bu sebeple içi ve dışı oldukça bakımlı olan iki camii’den biri de Defterdar Camii’siydi. Bu camii’de Cuma namazları kalabalık Türk Cemaati eşliğinde edâ edilmekteydi.2017 Temmuz ayında meydana gelen depremde minare ve şadırvan ciddi hasar gördü ve o tarihten itibaren ibadete kapatıldı. Cami  o günden bu yana onarılması ve ibadete açılması bekleniyor.
Vakıf idaresi’nin mülkleri arasinda 575 senet numarası ile kayıtlı bulunan bu cami, şehrin en işlek yerinde çarşı meydanında İstankoy Belediyesi’nin karşısında bulunmaktadır. 1137 (1724) yılında Defterdar İbrahim Efendi tarafindan yaptırılmıştır.
Cami revakı ve harimi kemerler üzerinde birinci kattadır. Altında Vakıf’a gelir temin eden dükkânlar vardir. Caminin yanında, 6 kalın sütun üzerine oturtulmuş kubbenin altındaki şadırvan 8 köşelidir.
Minare kaidesincleki yazıtta, solda :
“Lâ kuvvete illâ billah” yani “Allahtan başka güç yoktur”,
sağda da “Mâşâllah” yazılıdır.
Revak ve harime, dörtgen geniş kaide üzerine oturtulmuş bulunan silindirik minare yanından çıkılır. Burası aynı zamanda minarenin giriş kapısıdır. Sütunlar üzerine oturtulmuş basit, süssüz kubbenin örttüğü harim, mihrap ve minber son derece
sâdedir.
 

Defterdar Câmii (Platia Elefterias)

Defterdar Câmii
Defterdar Câmii Şadırvanı

Defterdar Câmii
 

Defterdar Câmii İç Avlusu
Defterdar Câmii Mihrabı

 

Temmuz 2017 Ege depreminden sonra minaresi ve şadırvanı yıkılan Defterdar Camii onarım bekliyor.

 

Atik Camii

Konumu: Platea Makariu ve Odos Kolokotroni.
Atik Camii’nin (1310) 1892 yılında Sultan Abdülhamit devrinde tamir ettirildiği anlaşılmaktadır. 398 sayılı senet ile Vakıf malları arasında kayıtlıdır.
Bu caminin minaresi 1933 yılındaki depremde yıkılmıştır. Bu gün dışı tamir ettirilmiştir. Fakat içi harap haldedir. Ardiye olarak kullanılmaktadır. Giriş Kapısının Üzerindeki yazıt söyledir:
“Atîk câmi’ ki olmuşdu tuyûra lâle-i âbâd
Anın ihyâ vü inşâsın şehinşâh eyledi kırân
 ‘İbâdethane-i ra‘nâ yapıldı tarz-ı nev üzre
Niçe i‘dâd u emsâlin müyesser eyleye Mennân
İki fâzıl gelüp etmâmının târihini yazdı
Müberrât ma‘denî ‘Abdülhamid’i  kıldı ol Sübhân
es-Seyyid Elhâc Hasan Rızâ 1310”     
Yazıtın bugünkü dilimizde anlami şöyledir:
“Atik cami olmuştu ……….  Onun ihyâsını padişah eyledi ferman
Güzel ibadethane yeni tarzda yapıldı, nice benzerlerini kolay eyleye Mennan (Allah)
Iki erdemli kişi tamamlanma tarihini yazdı
Allah Abdülhamidi sevap işlerin kaynağı kıldı.
Bitiren : Es – Seyyid El-Hac Hasan Rıza
Sene 1310 (1892)”
 
Hakkında ne Vakıf idaresi’nden, ne de bir başka kaynaktan bilgi edinemediğim bu caminin minaresi 1933 yılındaki depremde yıkılmıştır. Bugun içi ye dışı harap haldedir. Depo olarak kullanılmaktadır.
Atik Câmii (Elefteriu Venizeliu – Ethna Makariu)
Atik Câmii Giriş Kapısı

 
Atik Câmii Giriş Kapısı
 Atik Câmii Çeşmesi

Rıfat Efendi Camii (Moruk Camii)

Daha ziyade Türklerin işyerinin bulunduğu Odos Ifestu (Helvacılar) Sokağındadır. Mora Yarımadasından gelen bir zengin olan Morukzade Efendi camiyi yaptırdığı için bu ismi almıştır. Caminin imamlığını yine Mora’dan gelen Rıfat Efendi yapmaktaymış. Bu caminin giriş kapısı üzerindeki kitabede şunlar yazılıdır:
“Moruk Camii harap olmuş idi hayli dem
Ferman-ı şahcihan kıldı anı münevver
Mâbed-i zîbâ-zih-ı şem’a-i lem’a-nisâr
Cennet-i firdevs emsâl oldu Riza musavver
Çıkdı yedi er dedi cevher ile tarihin
Abdülhamid’i kılsın Cenâb-ı Hakk muzaffer
Nemika Es-Seyid El-Hac Hasan Rıza”, Sene: 1310 (1892)
 
Bu kitâbenin Türkçesi şöyledir:
“Moruk cami epey zamandır harap idi.
Cihan şahımın fermanı onu aydınlattı
Etrafını ışık saçan güzel mâbedi
Rıza cennet bahçesine benzetti.
Yedi er çıkarak cevher ile tarihini dedi
Cenâb-i Hak Abdülhamid’i muzaffer kılsın.
Sene 1310 (1892)
Bitiren: Es-Seyid. El-Hac Hasan Rıza”
Bu kitâbeden, Moruk Cami’nin yeniden inşa edilmiş olmayıp 1310 (1892) yılında İkinci Abdülhamit zamanında onarılmış bulunduğu anlaşılmaktadır. Caminin hiç bir zaman minaresi yoktu.
Cami 1933 yılındaki depremde tahrip olmuştur. Daha sonra, caminin dışı aynen korunarak iç tarafı tamamiyle yenilenmiş ve Vakfa gelir getirmesi amacıyla ticarethane olarak kiralanmıştır.

 

                          Moruk Câmii Kitabesi

  Tabakhane  (Debbağhane) Camii

Bu cami Limanda bulunmaktaydı. Bu cami aynen İzmir’deki Konak Camii’ni andıran küçük fakat şirin bir camiydi. 1933 depreminde hasar gördüğü bahane edilerek İtalyanlar tarafından yıkılmıştır. Şu anda yerinde bir restorant bulunmaktadır. Ekte depremden önce çekilmiş bir resimde görülmektedir.
Mora’dan (Patra) gelen bir paşanın yaptırdığı bilinmektedir. Bodrum’daki Tepecik Camii ile aynı tarihte yapılmıştır.
Caminin yazıtı Germe mezarlığında bulunmaktadır. Yazıtın tanskripsiyonu aşağıdadır.
“Bihamdülilallah şeriflerini zamân-ı şehin şâhide
Odum tecririne ferman buyurub bade olundukda
İken ar çıktı nûranı Rıza tarihini yazdı
Nice yıl münhedim iken bu câmi’-i debbağhane
Mir oldu itmâmı çok olsun umur-u şâyânı
İdâ kılub namazın kıl du’â abida Hamîd Hâna
Nema kahu Es-Seyid Hacı Hasan Ağa
1310 (1892)”

Tabakhane (Tabahna) Camii

İstanköy Kalesi Sultan Süleyman Camii

Evliya Çelebinin  Seyahatnamesi’nde belirttiği şekilde, kalenin büyük kapısının iç tarafında bulunmaktaydı. 1933 depreminde çok büyük hasar görmüştür. Bu gün sadece minaresinin en alt kısmı ayaktadır. Kitabesinin yeri açık olarak bellidir. Alt katı kaleden çıkan antik eserlerin konduğu depo olarak kullanılmaktadır. Erken tarihli İstanköy resimlerinde minare gözükmektedir.

Yıkılan Sultan Süleyman Camii’ne ait kalıntılar
Camii kalıntısı önünde Osmanlı döneminden kalma çeşme
   

Camii minaresinin en alt kısmı
Camii Kalıntılarının uzaktan görünüşü

Yeni Kapı Camii

Konumu: Odos Kolokotroni ve Platea Diagoras
Bugün sadece bir tek minaresi ayakta kalmıştır. Yenikapı Cami tarihinde iki defa tamir olmuştur. Birinci defa yanmış, ikinci defa 1895 yılında tamirat yapılmış ve 1933 depreminde de tamamen yıkılmıştır.
Minarenin kaidesindeki çeşme üzerinde bulunan yazıttan, şimdi var olmayan caminin, Hacı Mustafa Ağa adında bir zat tarafından 995 yılında (1586) yaptırılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Bu varsayımımız doğru ise, bunun Türklerin Istanköy’ü fethettikleri Ocak 1523 tarihinden sonra ilk yapılan cami olması ihtimali güç kazanacaktır.
Bugun su akmayan harap çeşme kitâbesinde şunlar yazmaktadir:
 “1190 (1776-77)
Minelmâ-ı küllü şey’in hayyun efelâ yu’minûn”
“Sahibü’l-hayrât Murâbıt Elhâcı Mustafa Ağa ve Zevcesi Fâtıma Kadın ruhlarına fâtiha”
Yazıtın birinci satırı Kur’andan bir âyettir. Dilimize tercümesi şöyledir.
“Her şey sudan hayat bulur (buna) iman etmiyorlar mi?
Sahibül hayrat Murabıtcı Hacı Mustafa Ağa ve Zevcesi Fatma Kadın ruhuna fâtiha 1190(1776-77)”

Yeni Kapı Câmii Minaresi (Platia Diağora)
Yeni Kapı Câmii Minaresi

Yeni Kapı Câmii Çeşmesi
 

Kurşunlu Camii

1933 yılına kadar sağlam bir şeklide ayakta durmaktaydı. Yeni Kapı Camii’nin hemen alt sokağında bulunmaktaydı. Dört küçük, bir büyük kubbesi tamamiyle kurşun kaplı olduğundan ” Kurşunlu Camii” lakabıyla anılmaktaydı. Şu anda sadece minareye çıkan mermer merdivenleri gözükebilmektedir. Konumu Nisyriou Caddesindedir.

   
   

Hasan Paşa Camii

Germe köyünde 1933 yılına kadar iki cami vardı. Ak Dede adlı cami bir köy camisi niteliğinde olup, 1933 yılılında meydana gelen şiddetli depremden sonra yıkılmış ve bir daha da yaptırılmamıştır.
Halen var olanı yan tarafinda silindirik gövdeli  minaresiyle bakımlıdır.
Giriş kapısı üzerindeki yazıtta:
”İki deryâ kapûdânı Vezir Gazi Hasan Paşa
Hulûsile bu Germede idüp mescid-i şerîf ihyâ
Muvaffak oldu dünyada gazâ-yı ekber etdi hep
Bu mescid-i fi-sebillillah ki, ukbasın kılup ihyâ. Sene 1199″ yazılıdır.
Bu yazıtta da, Gazi Hasan Paşa’nın camiyi yeniden inşa değil, tamir ettirdiği anlaşılmaktadır.
İçerisi çok sadedir. Ağac işlemeli mimberin dışında pek sade ve gösterişsiz olan mihrapla duvarlar ve tavanda herhangi bir iş veya motif bulnmamaktadır. Duvarlardaki levhalarda soldan sağa doğru “Allah (c.c.), Muhammed (s.a.v), Ömer (r.a.), Ali(r.a.)” yazmaktadır. Saatin üzerindekinde ise “Re’sûl  hikmeti mehafetullah” (Hikmetin başı Allah korkusudur) yazılıdır.
Mihrap iizerindeki yuvarlakta da “Allah (Cellecelâlehu)” altında “La ilâhe İllâllah, Muhammed Resullullah” en alt da “Küllema dahale aleyha Zekeriyya’l-mihrâb” yazmaktadir.
Germe Câmii
Germe Câmii

Germe Câmii Giriş Kapısı
Germe Câmii Mihrabı

Germe Câmii Mihrabı
 

– Cami kitabelerinin transkripsiyonu Neval Konuk hanım tarafından yapmıştır.

 

Kaynaklar:

 

https://www.7x24kocaeli.com/yunan-adalari-rodos-makale,806.html

http://ottoman.mfa.gov.tr/eser.aspx?g=44fef124-1e6c-48db-bf16-9f1b477ba55d

Bu sayfa 1469 kişi tarafından okunmuştur
<