Kutsal Topraklardan Fotoğraflar
Hz İbrahim ve oğlu İsmail Kabe’nin ilk insandan bu yana var olan temellerini bulup Allah’ın emri ile yükseltmişti. Fakat bu temeller günümüzdekinden farklı büyüklükteydi.
Kabe-i muazzama, ilk yapılışından günümüze kadar bir çok tadilat geçirerek günümüzdeki hallerini almıştır.
Çizim ve fotoğraflarla kutsal mekanlar inanılmaz değişimi ortaya koyuyor.

Peygamber efendimiz dönemin Kabe’yi yansıtan temsili maket.

Mekke gravürü
Mina
Mekke Mualla Mezarlığı
Mekke Kabe ve çevresi
1880 Medine Mescidi Nebevi ve çevresi
Mekke ve Çevresi 1981

Kabe-i Muazzama
Foto : Muhammed Sadık Bey – Mısırlı İlk Mekke Fotoğrafçısı
Kaynak : Victoria ve Albert Müzesi,


Hatim ismi verilen yarım daire şeklindeki kısım aslında Kabe’nin içindeydi; fakat Hz. Muhammed’e (As) peygamberlik gelmeden 5 yıl evvel yapılan tadilatında malzeme yetmediği için Hatim adı verilen kısım dışarıda bırakılmış ve Kabe küp şeklinde inşa edilmişti.

OSMANLI DÖNEMİ HAC
Osmanlılar, 1517’de Hicaz’ın yönetimini Memlükler’den devralmakla bütün İslam dünyasını ilgilendiren hac organizasyonunun sorumluluğunu da yüklenmiş oldular. Başşehir İstanbul Haremeyn’e çok uzak, fakat deniz ve kara yoluyla bağlantılı idi; bu bağlantıda resmi Şam ve Kahire güzergâhları ön plana çıkıyordu. İstanbul-Kahire hattında denizyolu önem kazanırken Şam’dan itibaren güneye yönelen İstanbul-Mekke kervan yolu uzun olmakla birlikte elverişli bir güzergâhı takip ederek Hicaz’a ulaşıyordu.
II. Abdülhamid döneminde askeri nakliyatın yanı sıra hac yolculuğunu kolaylaştırmak amacıyla Hicaz demiryolu yaptırılmışsa da 1908’de Medine’ye ulaşan hattın daha sonra Mekke’ye ve oradan da Cidde’ye kadar uzatılma planı, imparatorluğun dağılış sürecinde Türkler aleyhine kışkırtılan bedevilerin saldırıları yüzünden gerçekleştirilememiş, Medine’ye gelen trenler de daha çok asker ve mühimmat taşımıştır.
İstanbul, Şam ve özellikle Kahire’de hacca gidiş ve dönüş sırasında halkın da seyredebildiği çeşitli törenler yapılırdı.
Yavuz Sultan Selim’den itibaren “Hadimü’I-Haremeyn” unvanını alan Osmanlı padişahlarının önemli görev ve sorumluluklarından biri, Suriye ve Arabistan çöllerini aşarak yaptıkları uzun yolculukta hacıların güvenliğini sağlamaktı.
1886 Mekke’de bir cadde ve Osmanlı Karakolu
Hacıların güvenliğinin sağlanması, sadece büyük askeri birlikler bulundurmakla mümkün olabiliyordu. Hac kervanlarına ya bir yeniçeri bölüğü veya tımarlı sipahi birliği eşlik ederdi. Hac kervanının güvenliği için güzergâhta bulunan bedevilerden de faydalanılır ve onlara yaptıkları yardımlar, kafileye getirdikleri su ve yiyecekler için resmi ödeme (surre) yapılırdı.

1880 Surre Alayı

Çöldeki birçok konak yeri, kervanın su ihtiyacını sağlayan kuyu ve sarnıçları korumakla yükümlü küçük karargâhlar tarafından savunulurdu.
Hem dini hem de siyasi bakımdan böylesine hayati önem taşıyan hac güvenliği konusu. 1683-1699 Osmanlı-Avusturya savaşlarının dağdağasında bile ihmal edilmemiş, Haremeyn’e yapılan harcamalarda kesintiye gidilmemiştir.
Osmanlı hükümeti, iyi düzenlenmiş bir hac şehrinin oluşturulması amacıyla azami çabayı göstermiş ve şehrin alt yapısına küçümsenmeyecek miktarda yatırım yapmıştır.
Hac organizasyonunun bir uzantısı olarak Osmanlı döneminde Kâbe de zaman zaman onarılmış, IV. Murad döneminde (1623-1640) duvarları taş taş sökülerek orijinalitesine dokunulmadan yeniden inşa edilmiştir.
Aynı şekilde Osmanlılar Medine’de de özellikle Mescid-i Nebevide imar faaliyetlerinde bulunmuşlar, ayrıca irili ufaklı birçok cami, medrese vb. tesisler yapmış ve bunlar için gelirleri yüksek vakıflar kurarak hacıların dini vecibelerini kusursuz biçimde yerine getirebilecekleri bir ortam oluşturmaya çalışmışlardır.
Osmanlı padişahları, devlet merkezinden ve savaşlar sırasında Avusturya ile İran sınırlarından uzaklaşmamak için hacca gidememişlerdir; fakat hanedanın kadın üyeleri arasındaki hacıların sayısı oldukça fazladır.

Mekke Osmanlı idaresinde olduğu zamanlarda Arafat’ta 1908 yılında çekilmiş bir fotoğraf.

Mekke Kabe 1889 yılında yukarıdaki gibiydi, Üste görülen Osmanlı Döneminden kalan tarihi Kale de genişletme kapsamında her ne kadar Türkiye’nin tepkilerine rağmen yıkıldı.

Kâbe-i Şerif, Kâbe-i Muazzama, Beyt-i Atik,

Tarihi belli olan Kabe’nin ve Mescid-i Haram ilk fotoğrafları 1880 yılında Mısırlı fotoğrafçı Muhammed Sadık Bey (1832-1902) tarafından çekilmiştir.
Kabe hakkında diğer bir ilginç bir bilgi Peygamber efendimizin Cebrail ile namaz kıldığı yer.
Hz. Cebrail gelip Peygamber Efendimiz (asm)’e namazın nasıl ve hangi vakitlerde kılınacağını öğretti. Bu konuda sahih hadisler vardır. Bunlardan biri şöyledir:
İbn Abbâs’dan nakledildiğine göre, Rasûlullah şöyle buyurdu:
“Cibril (a.s), Kâbe’nin yanında bana iki kere imâmlık yaptı. İlk seferinde, öğleyi, güneş batıya kayıp gölgesi ayakkabı bağı kadarken kıldı. Sonra ikindiyi her şeyin gölgesi kendi boyu kadar olunca kıldı. Sonra akşamı güneşin battığı ve oruçlunun orucunu açtığı zaman kıldı. Sonra yatsıyı ufuktaki aydınlık (şafak) kaybolunca kıldı. Sonra sabah namazını şafak sökünce ve oruçluya yeme içmenin haram olduğu vakitte kıldı.”
“İkinci sefer (ikinci gün) öğleyi, dünkü ikindinin vaktinde her şeyin gölgesi kendi boyu kadar olunca kıldı. Sonra ikindiyi, her şeyin gölgesi kendisinin iki misli olunca kıldı. Sonra akşamı, yine önceki vaktinde kıldı. Sonra yatsıyı, gecenin üçte biri geçince kıldı. Sonra sabahı, ortalık ağarınca kıldı. Sonra Cibril bana dönüp şöyle dedi:”
‘Ey Muhammed! Bunlar senden önceki peygamberlerin (kıldıkları namaz) vaktidir. (Senin kılacağın) namaz vakti de bu iki vakit arasında kalan zamandır.’ ” (Tirmizi, Salat,1/149; Ebu Davud, Salat 2/393)

Kabe-i Muazzama duvarının alt kısmında, beyaz mermerlerin üstünde 8 parça kahverengi mermer yer almaktadır. Kalabalıktan dolayı genelde fark edilmiyor. Tam burada, İslam tarihinin en muhteşem ve önemli hatıralarından birinin yaşandığını biliyor muydunuz? Fotoğrafta işaretli yer Peygamber efendimizin Cebrail ile namaz kıldığı yer. İslami kaynaklarda geçen bilgiye göre, İslam’ın ilk yılında, Peygamber efendimiz ve vahiy meleği Cebrail tam bu noktada namaz kılmışlardır. Olayın bahsedildiği hadisteki cümlelerde, Peygamber efendimize imamlık yapan Cebrail’in, Kabe’nin dibinde yer aldığı ve binaya en yakın şekilde durduğu anlaşılmaktadır.

İlginç bir başka bilgi ise Kabe imamlarının bugün namaz kıldırdığı nokta, işte Cebrail’in Peygamber efendimize namaz kıldırdığı yerdir.

Kabe’yi yıkmaya gelen Ebrehe ordusunu taşıdıkları taşlaşmış balçıkla mahveden ebabil kuşu.

Hurma çeşitleri

Namaz kılan cemaatin Allah lafzı oluşturması
DÜNYANIN ALTIN ORAN NOKTASI MEKKE, MEKKE’NİN ALTIN ORAN NOKTASI KABE’DİR.

Tek yaratıcının varlığına ve adaletine inanmayanların girmesinin Yaratıcı tarafından yasaklandığı yegane şehir. Dünyanın Altın Oran Merkezi.
Dünyanın dönüş noktaları olan kutup noktaları arasındaki mesafenin tam altın oran noktasını aldığımızda bu nokta Mekke şehrindeki kutsal bölge dairesine (hac bölgesine – Arafat’a) düşmektedir
Mekke ve Kabe’nin altın oranda olmasına ilişkin mucize sadece kuzey, güney dönüş noktaları arasındaki bağıntı ile sınırlı değildir. Dünyanın en doğu ve en batı ucu (insanlığın ortak kabulü gün dönüm çizgisi) arasındaki mesafenin de altın oran noktası yine Mekke şehrinde çıkmaktadır.
Tüm insanlığın ortak kabulü olan koordinat haritasının sonu ve gün değişim çizgisi olarak kabul edilen çizgiye olan uzaklığın altın oran noktasını alırsak şaşırtıcı şekilde, 2. kez Mekke şehri altın oran noktasına sahip olacaktır. Dünyada 5000’den fazla şehir varken; pozitif Altın Oran noktasının Allah’ın evini yerleştirdiği ve yasak bölge ilan ettiği MEKKE şehri olması tesadüf mü? Eğer tesadüf diyen (melekler inse bile inanmam diyenlerin) basit düzeyde bile matematikten ve istatistik hesaplarından anlamadığını yada bile bile Allah’a düşmanlık ettikleri açıktır.

Bu nokta chandler hareketi nedeniyle Mekke şehrinde çemberler çizerek Kutsal Mikat bölgesinde dolaşmakta ve zaman zaman Kabe ile kitlenmektedir. Mekke’nin altın oran noktası ise Kabe’dir.


23.47-18.10=5.37 (En kuzey ve en güney nokta arasında ki mesafe)
4.37/1,618= 3,32 (Mesafenin Altın Oranı)
18,10+3,32=21,42 (Kabe’nin Koordinatı)
DÜNYANIN EN ÇOK İZLENEN İSLAM BELGESELİMİZ; KUTSAL GİZEMLER
Bilim adamlarının verdiği röportajlarla anlatılan mucizeler, bilimsel olarak ispatlanmış ve tüm dünyada birçok dilde yayınlanarak, büyük ses getirmiştir.


Kabe’nin içi

Kabe kapısı



Kabe’nin köşe taşı olan Hacer ül Esved göktaşı özelliği göstermektedir. Tavaf buradan başlamakta her turu bu taş ile sayılmaktadır.

![]()
![]()
Mina vadisinde Hacı adayları 1887
![]()
![]()
![]()
1887 yılı Mekke
![]()
![]()


1886 Medine Ravza-ı Mutahhara ve Bahçesi
Meymune Annemizin Kabri 1880


Mescidi Nebevi Medine ve giriş kapıları.


Medine’de Mescid i Nebevi’de Peygamber efendimiz, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer’in de kabirlerinin bulunduğu Hücre-i Saadet’in kubbesinin bakımı yapılırken.






Medine. Peygamber efendimizin hücre-i saadetlerinin parmaklıklardan çekilmiş iç kısmından görüntü.







Peygamberimizin namaz kıldığı Taif mescidi

Ebu Eyüp el Ansari’nin evi olduğu söylenen ev. Sonradan bir çok bina gibi bu evde yıkılmıştır.

Hazreti Hamza’nın Türbesi’de yıkımdan nasibini alanlardan.







































