Duyurular

Hz. Muhammed'den (asm) Etkilenen Tolstoy’un Seçtiği Hadisler

Hz. Muhammed'den (asm) Etkilenen Tolstoy’un Seçtiği Hadisler

Hz. Muhammed'den (asm) etkilenen Tolstoy’un seçtiği hadisler

Tolstoy’un, Hz. Muhammed’in hadislerini derlediği kitapçığı uzun süre insanlardan gizlendi

L.N. Tolstoy, 1908 yılında, Abdullah el-Sühreverdi’nin Hindistan’da basılmış “Hz. Muhammed’in Hadisleri” kitabını okudu. Okuduğu hadislerden etkilendi ve bunlardan seçerek bir kitapçık derledi. Bunu Rusya’nın ‘Posrednik Yayınevi’nde bastırdı ve 1908 yılının Ekim ayında “Muhammed’in Kur’an’a Girmemiş Hadisleri”(*) isminde yayınladı.

Tarih profesörü İlber Ortaylı, Tuhaf Dergi'nin Kasım sayısındaki " Tolstoy'u Anlamak" başlıklı makalesinde; Avrupa'nın dâhisi dediği Rus yazar Tolstoy'un hakkında bilinmeyen detayları anlatırken, Müslüman sanatını ahlakla özdeşleştiren Tolstoy'un, Batı'da Mahatma Gandi, Rabindranath Tagore ya da Martin Luther King ile eşleştirildiğini, Doğu'da ise Tolstoy'u en çok Müslümanların sevdiğini, çünkü Tolstoy'un Müslümanlık ve Müslüman medeniyetleri hakkında söylediklerinin çok cesur ve hatta yer yer saldırgan olduğunu söylüyor.

TOLSTOY’UN GÖNDERDİĞİ KİTAPÇIK

Tolstoy’un 80. yaş gününde, Kazan-Tatar Türkçesinde yayın yapan gazete ve dergilerde onun hakkında pek çok anma yazısına yer verildi. Tolstoy’un felsefesi, anlayışı ve dünya edebiyatındaki yeri hakkında yazılar kaleme alındı. Bu arada bazı Tatar yazarların Tolstoy’la mektuplaşmaları da yayın organlarında yer aldı.

Bu mektupların en dikkat çekeni ise 1909 yılında İktisat dergisinin yazarı Fatih Murtazın’ın, Tolstoy’a cevaplaması için gönderdiği 5 soruluk mektuptu. Tolstoy’un cevabı 9 Ocak 1910’da geldi. Tolstoy, cevap mektuplarıyla beraber, derginin yazarı Murtazın’a, “Muhammed’in Kur’an-ı Kerim’e Girmeyen Hadisleri” (*) adında bir kitapçık da göndermişti. Bu kitapçıkta Tolstoy, Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (asm) sözlerinden seçtiklerine yer vermiş ve eklemişti; “Bu ilahi kelimeler her türlü din ehli için gereklidir…”

Cevap mektubunda Tolstoy, Arapça bilmediği için İslam’ı Rus misyonerlerinden öğrendiğini de belirtmekteydi.

Tolstoy’un, İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’in (asm) hadisleriyle ilgili risalesi (kitapçığı), Hindistanlı âlim Abdullah el-Sühreverdi tarafından hazırlanan “Hazret-i Muhammed’in Hadisleri” kitabından derleyip seçtiği Peygamber sözlerinden oluşuyordu.

Aslında Tolstoy’un, Hz. Muhammed’in hadislerini derleyip Çarlık Rusyası’nda basması bile başlı başına bir olaydı. Ama her şeyden önemlisi Tolstoy gibi birisinin, İslâm’a duyduğu hayranlığın bir ifadesi olarak, küçük de olsa böyle bir derlemeyi hazırlayıp insanlarla paylaşmak arzusunda olması ve bu kitapçığı bastırmasıydı.

TOLSTOY’UN GİZLENEN HADİS DERLEMESİ

Dünyaca ünlü Rus yazar Tolstoy’un, hadislerden derlediği risalenin pek çok özelliği vardı. Öncelikle bu eser, baskı döneminde Hıristiyan Rusyası’nda hazırlanıp yayınlanmıştı. Bu risaleyi derleyen, Rusya’nın ve dünyanın önemli yazarlarından biri, henüz hayattayken dahi klasik kabul edilen Rus yazarı Lev Nikolayeviç Tolstoy’du.

Lev Tolstoy, bu kitapçığı Çarlık döneminde derleyerek, diğer eserleriyle birlikte 1909’da yayımlatmıştı. Tolstoy, bu eseriyle Rus okurlarını, Hz. Muhammed’in (asm) hadisleriyle tanıştırmış, böylelikle onların dinî düşüncelerine etki etmişti. Hz. Muhammed’in ilâhî bilgiye dayanan mesajları ve Tolstoy’un takdimleri, bu kitapçığın etkisini artırmıştı.

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği döneminde Tolstoy’un eserleri tekrar tekrar basılırken, Peygamber Efendimizin (sav.) hadislerinden seçtiği derlemesi nedense hiç yayımlanmamıştı. Bunun sebebi de, SSCB’nin ilk yıllarında insanlara, ‘ateistlik’ kimliğinin zorla kabul ettirilmesiydi. Bu kimliği kabul etmediği için 1938 yılında Repressiya kurbanları olarak anılan bir çok insan da idam edilmişti. Böyle bir dönemde, doğal olarak L. Tolstoy’un istisna edilmesi elbette düşünülemezdi.

Bir de, Rus halkı, özellikle Rus aydınları ve bilginleri, L. N. Tolstoy’u bir peygamber gibi seviyorlardı. Bu yüzden Rus Devleti, Tolstoy gibi bir dâhinin İslâm’a saygısının ve Müslümanlıkla ilgili olumlu düşüncelerinin topluma duyurulmasına izin veremezdi, vermediler de. Böylece Tolstoy’un, Hz. Muhammed’in hadislerini derlediği kitapçığı uzun süre insanlardan gizlendi.

 

 

 

 

 

 

 

 

tolstoyun-sectigi-hadisler.jpgTolstoy'un derleyip 1910'da Fatih Murtazın'a gönderdiği ve 1990'da Azerbaycan'da baskısı yapılan 31 sayfalık kitapçığın ön kapağı.

HADİS KİTAPÇIĞININ İLK DEFA DUYURULMASI

Tolstoy’un hazırladığı hadis kitabı, 1978 yılında, Azerbaycan Cumhuriyeti’nin en büyük dergisi olan ‘Azerbaycan’da, yayınlanmak istendi. Ayrıca kitapçığın girişine Tolstoy’la mektuplaşan Yelena Vekilova’nın mektubu ve ondan aldığı cevabı da konulacaktı. Türk asıllı bir Generalin eşi olan Yelena Vekilova, Tolstoy’a mektup yazmış ve aldığı cevaplarda Tolstoy ona ve çocuklarına İslâmiyet’i tavsiye etmişti..

Bunların yayınlanmasına Bakü Sansür Kurulu izin vermedi. Sebep ise Tolstoy’un, İslâm dinî ve Hz. Muhammed hakkında çok olumlu fikirler dile getirmesiydi. İzin için bu kez Moskova’ya başvuruldu. Redaktör bu yüzden derginin yayınını uzun süre geciktirdi. Oradan “Evet, yayınlanabilir” cevabının gelmesiyle Tolstoy’un derlediği hadis risalesi ve mektuplar yayımlandı. Böylelikle bu gizli kalmış risale ve mektuplar, 1978 yılında ilk defa olarak Azerbaycan basınında, Azeri Türkçesinde ve Rus dilinde okurla buluşmuş oldu. Tolstoy’un derlediği risale ve mektuplar da çok büyük yankı buldu.

OKUYUP GEÇEMEDİĞİ HADİSLER

Seçtiği hadislerin, ‘fakirlik’ ve ‘eşitlik’ gibi kavramlara yer veren hadisler olması da, Rus halkına bir mesaj verir niteliktedir. Tolstoy, seçip kitaplaştırdığı bu hadislerle, gerçek adalet ve eşitliğin, kardeşlik ve fedakârlığın, insana saygı ve sevginin adresinin İslâm olduğunu vurgulamak istemişti.

Tolstoy, Hindistanlı İslâm düşünürü Sühreverdi’nin hazırladığı hadis kitabını incelemiş, İslâm Peygamberi Hz. Muhammed’e hayranlık duymuş ve bunun üzerine okurken not alıp, Hz. Muhammed’in getirdiği mesajlardan mahrum olan Rus halkına Hz. Muhammed’i tanıtmak istemiş olmalı ki, bu hadis kitapçığını hazırlamıştı.

Hz. Muhammed’in sevgiye ait sözleri ve davranışları, hoşgörü, ahlâk, adalet, doğruluk ve daha birçok evrensel değeri, yine Tolstoy’un ifadesiyle ‘aklı başında’ bir insanı etkilememesi zaten düşünülemezdi. O da bu inceliği yakalamış zeki ve duru vicdanlı bir insan olarak, bu hadisleri seçmişti.

TOLSTOY’UN HADİS RİSALESİNE SEÇTİĞİ HADİSLERDEN BİR BÖLÜMÜ

“Hurma ağacının altında uyumuş olan Hz. Muhammed uyandığında, elinde bir kılıçla başucunda dikilen birisi bekliyordu: “Ey Muhammed, seni benden kim kurtaracak?” dedi. Hz. Muhammed: “Allah!” diye cevap verdi. Dü’sûr adındaki o adamın kılıcı birden yere düştü. O kılıcı Resulûllah aldı ve: “Asıl şimdi seni benden kim kurtaracak?” dedi. Dü’sûr, “Hiç kimse!” dedi. Resulûllah onu serbest bıraktı ve “Kalk işine git” dedi. Dü’sûr, “Sen benden daha hayırlısın” dedi. Resul-i Ekrem: “Ben buna senden daha hak sahibiyim” dedi. Dü’sûr: “Ben de Allah’tan başka ilâh olmadığına ve senin Allah’ın Resulü olduğuna şahadet ediyorum” diyerek Müslüman oldu. Ve Hz. Muhammed’in de en sadık arkadaşlarından biri oldu.”(1)

“Allah’ım Sana olan sevgimi bana bağışla. Sevdiklerinin sevgisini de kalbime koy. Öyle yap ki, ben senin sevdiğin işlerin uygulayıcısı olayım. Öyle yap ki, senin sevgini benim için, bana, aileme ve servetime olan sevgimden üstün eyle.”

“Allah’ım! Senden sevgini ve seni sevenlerin sevgisini ve senin sevgine beni ulaştıracak ameli istiyorum. Allah’ım! Senin sevgini nefsimden, ailemden, malımdan, soğuk sudan daha sevgili kıl.”(2)

“Hakikat, insanlar için ne kadar acı olsa da, hakikati söyleyin!”(3)

“Din kardeşin zalim de mazlum da olsa ona yardım et.” Bir adam: “Yâ Rasûlallah! Kardeşim mazlumsa ona yardım edeyim. Ama zalimse nasıl yardım edeyim, söyler misiniz?” dedi. Resul-i Ekrem: “Onu zulümden alıkoyar, zulmüne engel olursun. Şüphesiz ki bu ona yardım etmektir” buyurdu.(4)

“Kim bir hayır işlerse, ona onun on misli vardır veya daha da artırırım. Kim bir kötülük işlerse, ona da onun misli vardır. Ya da tamamen affederim. Kim bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir arşın yaklaşırım; kim bana bir arşın yaklaşırsa, ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek gelirse, ben ona koşarak varırım. Kim bana hiçbir şeyi ortak koşmamak şartıyla dünya dolusu günahla gelirse, ben kendisini o kadar mağfiretle karşılarım.” (Bu bir Hadis-i Kudsî’dir. Hadis-i Kudsî: Manası Allah’a, ifadeleri Peygamberimize ait olan sözdür.)(5)

“Allah Teâlâ’nın en hoşuna giden şey, insanın, kendi çalışmasıyla elde ettiği azıcık kazancından, gücü yetmeyenlere yardım etmesidir.”(6)

“Hiçbir kimse öfkesini yutmaktan daha güzel bir içecek içmemiştir.”(7)

“Cehennem, nefse hoş gelen şeylerle kuşatılmış; Cennet ise, nefsin istemediği şeylerle çepeçevre sarılmıştır.”(8)

“Çok fazla yiyip içerek kendi kalbinize yüklenmeyin.”(9)

Allah Teâlâ buyurur: “Ben, gizli bir hazine idim. Bilinmek istedim ve insanı yarattım.”(10)

“Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin. Bazı günahlara yaklaşılmaması için sınırlar koydu, o sınırları aşmayın. Bazı şeyleri haram kıldı, o haramları çiğnemeyin. Bazı şeyleri de unuttuğu için değil, size olan merhameti sebebiyle dile getirmedi, onları da araştırıp kurcalamayın.”(11)

“Kim Allah’ın yarattıklarına karşı merhametli olursa, Allah da ona merhametli olur. İnsanların iyilik ve kötülüklerine bakmayarak onlara iyilik et. Başkalarına iyilik yap ki kötülüklerine engel olasın.”(12)

Hz. Muhammed’den sordular ki: “Dinin esası ne üzerine kurulmuştur?” O da şöyle cevap verdi: “Kendiniz için istediğinizi başkaları için de isteyin; kendiniz için istemediklerinizi başkaları için de istemeyin.”(13)

Bir adam; “Sırat-ı müstakim (doğru yol) nedir?” diye sordu. İbnu Mes’ud Hz. Peygamber’in ona verdiği şu cevabı aktardı: “Hz. Muhammed, bizi sırat-ı müstakimin bir başında bıraktı. Bunun öbür ucu ise Cennete ulaşmaktır. Bu ana yolun sağında ve solunda başka tâli yollar da var. Bunlardan her birinin başında bir kısım insanlar durmuş oradan geçenleri kendilerine çağırıyorlar. Kim bu yan yollardan birine saparsa, o yol onu ateşe götürecektir. Kim de sırat-ı müstakime (Peygamberin yoluna) giderse, o da Cennete ulaşacaktır.” İbnu Mes’ud bu açıklamayı yaptıktan sonra şu âyeti okudu: “İşte bu benim sırat-ı müstakimimdir, buna uyun. Başka yollara sapmayın, sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırırlar...”(14)

“Her Müslüman’ın sadaka vermesi gerekir” buyurdu. Kendisine: “Ya bulamayan olursa?” diye soruldu. “Eliyle çalışır, hem şahsı için harcar, hem de sadaka verir” cevabını verdi. “Ya çalışacak gücü yoksa?” diye soruldu. “Bu durumda, sıkışmış bir ihtiyaç sahibine yardım eder” dedi. “Buna da gücü yetmezse?” dendi. “İyiliği veya hayrı söyler” dedi. “Bunu da yapmazsa?” diye tekrar sorulunca: “Kendini başkasına kötülük yapmaktan alıkoyar; çünkü bu da bir sadakadır” buyurdu.(15)

Vâbısa İbni Mabed diyor ki, Resul-i Ekrem’in huzuruna varmıştım. Bana: “İyiliğin ne olduğunu sormaya mı geldin?” dedi. “Evet” dedim. O zaman şunları söyledi: “Kalbine danış. İyilik, kalbin uygun gördüğü ve yapılmasını onayladığı şeydir. Günah ise içini tırmalayan ve başkaları sana yap diye nice nice fetvalar verse bile içinde şüphe ve tereddüt uyandıran şeydir.”(16)

“Mülayimlik ve itaat, imanın alâmetleri; boşboğazlık ve cerbezeli konuşmalar ikiyüzlülüğün alâmetleridir.”(17)

“Zalimlerle birlikte olmaktansa, kendi başına, yalnız kalmak daha iyidir. Kendi kendine olmaktansa hayırlı insanlarla birlikte olmak daha iyidir. İlim öğrenmek isteyene ilim öğretmek susmaktan iyidir. Boş konuşmaktansa susmak iyidir.”(18)

Herkesin ameli, onun davranışlarındaki niyetine göre değerlendirilir. (Ameller niyetlere göredir.)”(19)

“Allah Teâlâ, kendi kazancıyla yaşayanları, kendisine dost yapar.”(20)

“Gerçek üzere olan o kimsedir ki, kötülüğe karşı sabırlıdır ve kırılmayı unutur.”(21)

“Tevazu ve anlayış olmadan iman olmaz.”(22)

“En hayırlınız odur ki, iyilik bulunca Allah’a şükreder, kötülüğe maruz kalınca sabreder. O daima Allah tarafından mükâfatlandırılır.”(23)

“Doğru yolu bulmuş insanlar, tartışmaya girmeselerdi bu yoldan sapmazlardı.”(24)

“Kabir, ahiret menzillerinin ilkidir.”(25)

“En mukaddes savaş, insanın (nefsine) kendine galip gelmesidir.”(26)

“İbadet, dua eden mü’minin ruhunun yükselmesi ile Allah’a kavuşmasıdır.”(27)

“Ölüm bir köprüdür, dostu dosta kavuşturur.”(28)

“Gözlerin zinası bakmaktır, dilin zinası konuşmaktır. Nefis de temenni eder ve iştah duyar. Uzuvlar da bunu doğrular veya yalanlar.”(29)

Kaynaklar:

(*) İslâm dini, Rus İmparatorluğu döneminde açıkça yasaklanmasa da Rusya’da öğrenilmesi mümkün olmayan bir dindi. Belki bundan, belki de İslam’ı, Rus misyonerlerinden öğrenmesinden kaynaklanan bilgi eksikliğiyle Tolstoy da risalesine bu ismi verirken farkında olmadan bir yanlış yapmıştı. Tolstoy’un yayımladığı ismiyle risalenin adı: “Hz. Muhammed’in Kur’an’a Girmemiş Hadisleri” idi. Oysa bu isim hatalıydı. Çünkü Kur’an, Allah kelâmıdır. Hadis ise Peygamberimiz Hz. Muhammed’in sözleridir. Bu sebepten de, Tolstoy’un risalesinin isminin “Tolstoy’un Seçtiği Hadisler” olarak sunulması daha doğru olacaktır.

1. A. Davutoğlu, Sahih-i Müslim Tercüme ve Şerhi, X, 55; İsmail Mutlu, Peygamberimizin Mucizeleri, s. 420.
2. Tirmizî, Daavât 74, (3485)
3. Tirmizî, Fiten 26, (2192)
4. Buharî, Mezalim 4; İkrah 6. Ayrıca bk. Tirmizî, Fiten 68.
5. Müslim, Zikir 22.
6. Karş.: Tergib ve Terhib Tercümesi: Hadislerle İslâm, C.II, s. 290-317.
7. Karş.: Tergib ve Terhib Tercümesi: Hadislerle İslâm, C.V, s. 325-337.
8. Buharî, Rikak 28; Müslim, Cennet 1; Ebû Dâvûd, Sünnet 22; Tirmizî, Cennet 21; Nesâî, Eymân 3.
9. Benzerleri için bkz: Tergib ve Terhib Tercümesi: Hadislerle İslâm, C.IV, s. 363-376.
10. El-Acluni, Keşfü’1-Hafa, II, 132 (2016)
11. Dârekutnî, es-Sünen, IV, 184. Ayrıca bk. Hâkim, el-Müstedrek, IV, 115 (15)
12. Karş.: Tirmizî, Birr 16, (1925); Ebu Dâvud, Edeb 66, (4941)
13. Karş.: Buharî, İman 6; Müslim, İman 71, (45); Nesâî, İman 19, (3,115); Tirmizî, Sıfatu’l-Kıyamet 60, (3517); İbnu Mâce, Mukaddime 9, (66)
14. (En’âm, 6: 152) (Ayet, Rezîn İbnu Muâviye’nin ilavesidir.)
15. Buharî, Zekât 30, Edeb 33; Müslim, Zekât 55, (1008)
16. Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV, 227-228; Dârimî, Büyü’ 2.
17. Bkz. Karş.: Tirmizî, Kıyamet 46, (2490); Tirmizî, Birr 77, (2019)
18. Karş.: Tergib ve Terhib Tercümesi (Hadislerle İslâm), IV, 431-446.
19. Buharî, Bed’ül-vahy 1, İmân 41, Nikâh 5, Menâkıbu’l-ensâr 45, İtk 6, Eymân 23, Hiyel 1; Müslim, İmaret 155. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Talâk 11; Tirmizî, Fezâilü’l-cihâd 16; Nesâî, Taharet 60; Talâk 24, Eymân 19; İbni Mâce, Zühd 26.
20. En yakın için bkz: Mürşid, 3.0, Hadis no: 7212.
21. En yakın için bkz: Buharî, Tefsir, Hâ-mim, es-Secde (Fussilet) 1.
22. En yakın için bkz: Tirmizî, Birr ’77, (2019)
23. Müslim, Zühd 64, (2999)
24. Tirmizî, Tefsir, Zuhruf, (3250); İbnu Mâce, Mukaddime 7.
25. Tirmizî, Zühd 5, (2309)
26. Fedâilu’l-Cihad, 2, (1621)
27. En yakın için bkz: Tirmizî, Daavât 112, (3542)
28. Süyutî, Kabir Âlemi Tercümesi, s. 39.
29. Buharî, İsti’zân 12, Kader 9; Müslim, Kader 20, (2657); Ebu Davud, Nikâh 44, (2152)

Arif Arslan-Zafer Dergisi

Kaynak: risalehaber.com

 

LEV TOLSTOY 

 

Doğum 9 Eylül 1828
Yasnaya Polyana, Rus İmparatorluğu
Ölüm 20 Kasım 1910 (82 yaşında)
Astapovo, Rus İmparatorluğu
Meslek Filozof
Yazar
Pasifist
Eğitim reformcusu
Milliyet Rus
Dönem 1852-1910
Edebî akım Gerçekçilik
Çocuklar 13

Tolstoy, zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya'nın Tula şehrindeki Yasnaya Polyana adlı bir konakta doğdu. Çok küçük yaşlarında önce annesini, sonra babasını kaybetti; yakınlarının elinde büyüdü. Çocukluğundan beri gerçekleri incelemeye karşı büyük bir ilgisi vardı. Fransızcasını ilerletmiş, Voltaire'i ve Jean-Jacques Rousseau'yu okumuş, bu iki yazarın kuvvetli etkisinde kalmıştı. Daha sonraları Yasnaya Polyana'ya dönen Tolstoy, yoksul köylülerin arasına katıldı. İlk eseri olan "Çocukluk"u bu sıralarda yazdı.

Bir süre sonra orduya girdi, Kafkasya'ya gitti. Kafkas halkının yoksulluk dolu yaşayışlarını ele aldığı izlenimlerle ilk gerçekçi hikâyelerini yazdı. 1854'te Kırım Savaşı'na subay olarak katıldı. Sonra da askerlikten ayrılıp Petersburg'a gitti. Bir kısım eserlerini, oldukça sakin geçirdiği o yıllarda yazdı. Yine de içinde, aradığını bulamayan bir ruh çalkalanıyordu. Batı Avrupa ülkelerinde uzun bir gezintiye çıktı. Almanya, Fransa ve İsviçre'de dolaştı. Yurduna dönüşünde yine konağı Yasnaya Polyana'ya yerleşti.

Asalet unvanlarından, lüksten sıkılıyordu. Tolstoy, köyünde bir okul kurdu. Bu okul, öğrenim ve eğitim bakımından yepyeni bir kurumdu. Huzura kavuştuğuna kanaat getirdikten sonra, 1862 yılında evlendi.

Tolstoy evlendiğinde karısı Sophie Behrs 18 yaşındaydı ve aralarında 16 yaş fark vardı. Bu evlilik, onun düzenli bir hayat özlemini giderecekti. Bu evlilikten 13 çocukları oldu. Bu çocuklardan 3'ü bebek iken, biri 5, diğeri de henüz 7 yaşlarında iken öldü. Eserlerinden en kuvvetli iki romanı olan "Savaş ve Barış" ile "Anna Karenina"yı bu dönemde yazdı. Tolstoy'un karısı, eserlerini yazmasında en büyük yardımcısıydı. Hatta Savaş ve Barış'ın düzeltmelerini 12 kez yapıp yazmıştır.

Aradan bir süre geçince yeniden, bu sefer eskilerden daha şiddetli bir moral çöküntüsüne uğradı. Geniş halk yığınlarının, özellikle Rus köylüsünün yoksul, perişan durumu onu çok üzüyordu. Bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Kaba saba giyiniyor, giydiği her elbiseyi kendisi dikiyordu. Değişmeyen tek tarafı, bıkıp usanmadan yazmasıydı. "Kroyçer Sonat", "Efendi ile Uşak", "Karanlıkların Gücü", "İman nedir", "İnciler", "Kilise ve Devlet", "itiraflarım" hep bu yılların ürünleridir.

'İtiraflarım' adlı eseriyle sekülerizm ve kurumsal Hıristiyanlıktan uzaklaşmasını özetleyen Tolstoy, Ortodoks Kilisesi başta olmak üzere tüm kurumsal Hristiyanlığı bir yozlaşma olarak görmüştür.

"Muhammed her zaman Evangelizmin (Hristiyanların) üstüne çıkıyor. O, insanı Allah saymıyor ve kendini de Allah ile bir tutmuyor. Müslümanların Allah'tan başka ilahı yoktur ve Muhammed O'nun peygamberidir. Burada hiçbir muamma ve sır yoktur." Bu sözler, tanınmış Rus yazar Lev Nikolayeviç Tolstoy'a aittir.

İsa Mesih’in Tanrı ya da Tanrı’nın oğlu olmadığını aksine bir insan ve peygamber olduğunu, paylaşımcı, eşitlikçi bir mesaj getirdiğini belirterek “Dağdaki Vaaz” ekseninde bir kurtuluş teolojisi geliştirir.

Tolstoy ve Muhammed Abduh’ Tek Yaratıcı konusunda mektuplaşmışlardır 

Kilise’yi ve tüm kurumsal dini yapılanmaları reddeder; ama bu onu ateizme değil doğal din& fıtrat dinine yönlendirir.

Tolstoy’a göre tüm dinlerin özünde tek tanrı, sade yaşam ve paylaşım vardır ve bu özgürleştirici “doğru dindir”  Leo Tolstoy Kilise ve Kutsal Yazıların eleştirisi nedeniyle 24 Şubat 1901'de aforoz edildi.

NAKŞÎ DERVİŞLERİYLE GÖRÜŞMÜŞ

"Hz Muhammed" risalesini Karakutu Yayınları için Türkçe'ye çeviren Arif ARSLAN Tolstoy'un yaşadığı dönemde Tataristan'da faaliyet gösteren Nakşî dervişleriyle görüştüğünü bu belgelerin Tatar Edebiyat Tarihi kitaplarında yer aldığını söyledi. Buna göre; Tatarlarda 1860 yıllarında çok ilginç bir sofi teşkilatı meydana gelir. Kurucusu Bahauddin Vaisov, Nakşibendî Tarikatına mensuptur. Bahauddin Vaisov, Tolstoy ile görüşmüş ve ona bu tarikatı anlatmıştır. Tolstoy'da onların fikirlerinin pek çoğuna katıldığını yazışmalarda ifade ediyor. Tolstoy bu yazışmalarda kendi çevirdiği hadislere de yer veriyor. Tolstoy'un Arap dilini bilmediği için İslam'ı Rus misyonerlerinden öğrendiği söyleniyor.

Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy'un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır.Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştır. 

Yukarıda sayılanların dışında "Diriliş", "Gençliğim", "Çocukluk", "Hacı Murat", "Ayaklanış", "Sergi Baba", "Tanrı Bizim İçimizdedir", "Kazaklar", "Tesadüf", "iki Süvari" gibi eserleri de vardır. 

 

  

Vefatından hemen önce hadis derleme kitabını Azerbaycana basılması için gönderilmiş ancak basılması engellenmiş ölümünden çok sonra basılmıştır.

Tolstoy 82 yaşındayken, 20 Kasım 1910 / Hicri 17 Zilkade 1328 yılında öldü.Kış ortasında evini terk edip de hasta düştükten sonra, Astapovo'da bir tren istasyonunda zatürreden öldü. Polis, cenazesine katılmak isteyenlere ulaşımı sınırlandırmak için çalıştı, ama binlerce köylü cenazesinde sokakları doldurdular.

82 yaşında vefat eden Tolstoy birçok kez büyük sıkıntılar yaşamıştır.  Vefatından önce bütün servetini köylülere dağıttı, her haliyle onlar gibi yaşamaya başladı. Bu sebeple ailesiyle arası açıldı. 

Ölümünden önce, defnedileceği yeri de kendi belirlemiş ve  mezarına herhangi bir kilise malzemesi koymamasını vasiyet etti.  Leo Tolstoy, Mesih'teki Tanrı'yı ​​tanımadı. İsa'ya saygı duyuyordu, ama sadece bir Peygamber olarak, bir insan olarak saygı duyuyordu.  Üçlü Birliğe inanmadı. Tabii ki, bundan sonra Kilise onu bir Hıristiyan olarak kabul edemezdi.

"Tanrının Egemenliği İçinizdedir" kitabıyla nedeniyle, Ortodoks Kilisesi tarafından 1901'de aforoz edilmesine sebep oldu.

Tolstoy cenazesi

 

Tolstoy'un cenaze töreninde diz çökerek dua eden köylüler.

Dünyaca ünlü Tolstoy'un sade mezarı. Yasnaya Polyana, Tula bölgesinin Shchekinsky semtinde, 17. yüzyılda kurulan ve önce Kartsev ailesine, ardından Volkonsky ve Tolstoy ailelerine ait bir malikanedir. İçinde, 28 Ağustos 1828'de Leo Nikolayevich Tolstoy doğdu, burada yaşadı ve bu malikanenin ağaçlar arasındaki arazisine defnedildi.

Tolstoy, ömrünün son yıllarını büsbütün derbeder bir şekilde geçirdikten sonra, bir küskünlük sonucunda evini bırakıp yollara düştü. Astapovo'daki tren istasyonunda ölü olarak bulundu. Ölümüne zatürrenin sebep olduğu bilinmektedir.

Hayatı boyunca yaşamın nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışan Tolstoy, eserlerinde bunu eksiksiz olarak yansıtmayı hedef edinmiş en büyük Rus yazarlarından birisi olarak edebiyat ve dünya tarihindeki yerini aldı. Tolstoy'un Müslüman olduğunu söyleyenlerin yanında yaşam tarzından ve eylemlerinden tek tanrı anlayışıyla İslamı iç dünyasında yaşadığı anlaşılmaktadır.

 

 

Kaynaklar:

https://tr.wikipedia.org/wiki/Lev_Tolstoy#Din_ve_Ahlak_eserleri

http://ipb-memorial.ru/poleznye-stati/pochemu-mogila-tolstogo-bez-kresta

https://newstula.ru/fn_640039.html

https://www.indyturk.com/node/172276/t%C3%BCrkiyeden-sesler/tolstoy-ve-abduh%E2%80%99un-mektuplar%C4%B1-tek-tanr%C4%B1%E2%80%99n%C4%B1n-%C3%B6zg%C3%BCr-kullar%C4%B1

https://sorularlaislamiyet.com/tolstoy-musluman-miydi-0

https://www.sondakika.com/haber/haber-ilber-ortayli-tolstoy-u-en-cok-muslumanlar-10218768/

 

Bu sayfa 5690 kişi tarafından okunmuştur
<