Duyurular

Milyonlarca insanın müslüman olmasına vesile olanların hikayesi

Milyonlarca insanın müslüman olmasına vesile olanların hikayesi

Bu kaleme aldığım, yaşanmış gerçek bir hikaye..

Mısırlı doktor Saffet Hicazi’den dinledim bir Tv kanalında..Kendisi de, olayın kahramanından bizzat dinlemiş..

İbrahim Amca bir Türk..Fransa’da yaşıyor ve mütevazı bir bakkal dükkanı var, daha doğrusu küçük bir marketi..
O’ndan alışveriş yapan bir sürü site sakini var dükkanının çevresinde..
Her milletten, her dinden, her renk ve ırktan pek çok insanlar..

Olayımızın kahramanı Cad, 7 yaşında bir Yahudi çocuğudur..
Cad, hergün gelir ve İbrahim Amca’dan alışveriş yapar, her gelişinde de sahibine hissettirmeden(!) bir çikolatayı cebine indiriverir..
Bu aylarca böyle devam eder..
Birgün yine gelir, alışveriş yapar ama her zaman yaptığı gibi çikolata almaz, çıkar..
İbrahim Amca, arkasından seslenir şefkatle;
“Cad, bugün çikolatanı almadın ”  diyerek  her zaman Cad’ın aldığı çikolatayı. uzatır..
Şaşırır çocuk ve; “Biliyor muydun?” der hayretle..
İbrahim Amca Cad'ın başını okşar ve;
“Sakın bir daha çalma Cad, hırsızlık büyük bir suçtur..Başkasının hakkına tecavüzdür! Buraya geldiğinde yine al çikolatanı, ama benden hediye olarak” der şefkatle..

Bundan sonra Cad ile arkadaş hatta dost olurlar..İbrahim Amca 50 yaşında, Cad ise 7 yaşında bir çocuktur..Aradan yıllar geçer..Ne zaman Cad’ın bir sıkıntısı olsa, doğru İbrahim Amca’sına koşar.Cad.. O’nun şefkatli sinesine sığınır; Ailesiyle, arkadaşlarıyla vb. tüm sorunlarını anlatır bu dostuna ve nasihatlarini, çözümlerini hayranlıkla dinler, uygular..

Ne zaman sıkıntıyla İbrahim Amca’sına koşsa Cad, İbrahim Amcası çekmecesinden bir kitap çıkarır ve Cad’a vererek;

“Hadi aç bir yeri” der, sonra Cad’ın açtığı yeri okur, Cad’a anlatır ve sorununu böylece çözümlerler birlikte..Hayrettir ki, her defasında da teşhis ve çözümler doğrudur!..

CAD 24 YAŞINDA DELİKANLI OLUR


Böylelikle tam 17 yıl geçer; Cad 24 yaşında koca bir genç delikanlı, İbrahim Amca da ötelere yürüyen bir fani..Ama dostlukları hep bu minval üzeri devam etmiştir..

Bir gün emr-i Hakk vaki olur ve İbrahim Amca, Hakk’ın rahmetine kavuşur..Ölmeden önce çocuklarına bir vasiyeti vardır İbrahim Amca’nın; İçerideki küçük Sandık olduğu gibi hiç açılmadan Cad’a verilecektir..
Cad, bu en büyük dostunun ölümüyle yıkılır..Çok ağlar, çok yanar..Artık elinden yüreğinden tutan, sorunlarına çözümler bulan, sırdaşı-dert ortağı yoktur..
Vasiyet üzerine sandık Cad’a ulaştırılır..
Ama ilk anların hüznüyle açmak bile istemez Cad..

Neden sonra yine büyük bir sorunla baş başa kalır Cad ve içinden çıkamadığı, çok daraldığı bir vakit aklına İbrahim Amcası gelir, gözleri dolar; Seslenir dostuna; “Ah keşke burada olsaydın da, çözümleseydin yine, bak yalnız kaldım, bak ortada kaldım…” derken aklına sandık gelir..Koşar açar sandığı..Bir de bakar ki sandıktan, İbrahim Amca’sının eline verip açtırdığı ve okuduğu böylelikle sorunlarını her seferinde çözümlediği  O Kitap çıkar..

O KİTAP KUR'AN'DIR..

Ama bilmez bunu Cad.. Koşar, okutmak için birini arar, herkese gösterir kitabı..Sonunda bir Tunuslu okur açtığı sayfayı ve tercüme eder Cad’a..Sorun yine çözümlenmiştir o Kitap sayesinde..
Merak eder Cad, sorar “Bu Kitap nedir?”
Tercüme eden Tunuslu; “Bu Kur’an-ı Kerim’dir, Müslümanların kitabı”
Cad şaşırır, şoktadır!
Demek ki yıllarca bilmeden okudukları, her derde deva olan o esrarengiz kitap Kur’an’dır ha?
Zerre tereddüt etmez Cad ve sorar hemen;
“Müslüman olmam için ne yapmalıyım?”
Tunuslu gerekeni söyler-öğretir-yönlendirir ve Cad müslüman olur..
CadAllah Kur’an adını alır..

Hikaye burada bitmiyor..

Cadallah Kuran, öyle ilerler, öyle kendini yetiştirir ki bu yolda, sadece Avrupa’da 5000 kişinin Müslüman olmasına vesile olur..Her geçen gün artar, hidayetine vesile oldukları..
Daha sonra Cadallah Kuran, Afrika Kıtasına geçer, orada da 5 milyondan fazla kişi, sayesinde Müslüman olur..
Dr. Saffet Hicazi, Bizzat tanışır O’nunla ve hikayesini dinler, elinden hiç bırakmadığı hayli yıpranmış Kur’an’ı sorduğunda Cadallah; “Ammu İbrahim’in Kur’an’ı işte bu” der, yanında gezdirmektedir hep..
Dr. Saffet; “Niçin Afrika Kıt’ası diye sorunca da;
Açar elindeki İbrahim Amca’nın Kur’an’nını ve kabını sıyırıp son sayfasında çizili Afrika haritasını gösterir..Ve der ki;
“İbrahim Amcam biliyordu benim Müslüman olacağımı ve bana işaret etti ki bu haritayla, Afrika’ya gideyim ve bu Nur’u gönüllere koyayım Rabbimin izniyle”

Yine Dr. Safet’in anlattığına göre, bir gün Nijerya dan bir heyet gelir Mısır’a, yardım heyeti..Bu heyetin sözcüsüyle konuşurken Saffet Bey, kabilesini, nerede oturduğunu vb sorar adama..O da söyleyince, “Sen der Cadalllah Kur’an’ı tanıyor musun?..
Bunu sorunca, adam çok şaşırır ve heyecanla; “Evet!” der ve “Sen nerden tanıyorsun, yoksa gördün mü O’nu, konuştun mu O’nunla?” peşpeşe sıralar sorularını..
“Evet” deyince Saffet Bey, ellerine sarılır, elini-yüzünü öper, öper gözyaşlarıyla..
Ve der ki; “Ben O’nun sayesinde Müslüman oldum. Madem bu eller O’nun elini tuttu, madem bu gözler O’nu gördü, ben sanki O’nu öpüyorum”
2004 yılında vefat etmiş Cadallah Kur’an..
Rabbim mekanını cennet eyleye, amin..

Rabbim İbrahim Amca’ya da rahmet ede, O gibilerin emsallerini arttıra..
Avrupa’nın batağında bir Nur..
Dirayet, şefkat, din, ırk ayırmadan seven yüce bir gönül..
Her yaşa hitabetmesini bilen bir kocaman bir yürek,
O’na sallallahu aleyhi ve sellem benzeyenbir can..

Sana, senin gibilerine ne kadar muhtacız ya Ammu İbrahim!
Bir Arap kanalında Kur’an’ı, O’na sarılmayı, Kur’an’la amel etmenin lüzumunu anlatan bir Mısırlı Tebliğci, konuşmasının sonunu senin kıssana ayırmıştı.

Gözyaşlarıyla anlattı seni..
Gözyaşlarıyla dinledik..Gurur duyduk seninle İbrahim Amca!
Hele zerafetle, hiç örselemeden yetiştirdiğin fidanının, dünyanın dört bir köşesinde, ab-ı hayat dağıtması hiç olacak şey miydi İbrahim Amca?
Hele bu asırda!..Herkesin maddeye meftun olduğu, herkesin “ben ben” dediği, kendi çocuklarını bile önemsemeyip, nefsinin bitmez tükenmez arzularının peşinde olduğu şu talihsiz asırda…..

Senin amel defterin mahşere kadar hiç kapanmayacak ne mutlu sana İbrahim Amca..
Sana, senin gibilerine ne kadar muhtacız ya Ammu İbrahim!
Nefesini yolla bize, diriltici yüreğindeki o nefhaları..
Silkinip dirilelim, şu ölüm uykusundan kendimize gelelim..

JADULLAH ALQUR'ANI, milyonlarca insanı İslam'a dönüştüren Yahudi gençliği

 
 
Bugün, 12 Kasım 2014, bir arkadaşımın kütüphaneden ödünç aldığı "Kuran Sayesinde İslam'a Dönmek" başlıklı çok ilginç bir kitap okudum. Bu kitap, Kuran'ı okuduktan sonra nihayet İslam'a dönen insanların hikayesini anlatıyor. Hikâyelerden biri, İslam'a geçen ve dünyadaki milyonlarca insanı İslam'a döndürmeyi başaran genç bir Yahudi adamın hikayesidir.
 
 
 
Yaklaşık elli yıl önce Fransa'da bir yerde İbrahim adında 50 yaşında bir Türk vardı, o bir yiyecek dükkanında yiyecek satan yaşlı bir adamdı. Dükkan, sakinlerinden birinin 7 yaşında "Jad" adında bir çocuğu olan Yahudi bir ailenin yaşadığı bir apartman dairesinde yer alıyor . Yahudi çocuk Jad, hemen hemen her gün İbrahim'in çalıştığı dükkâna ev ihtiyaçları almak için gidiyor, ne zaman dükkândan çıkmak istese -ki İbrahim'in dikkatsiz olduğunu düşünüyor- Jad, İbrahim'in çikolatasından her zaman onun izni olmadan bir parça alıyor.  
 
Bir gün alışverişten sonra Jad dışarı çıkarken bir parça çikolata almayı unuttu, daha sonra İbrahim aniden onu aradı ve alışkanlığı olduğu için bir parça çikolata almayı unuttuğunu söyledi. Jad şok olmuştu çünkü İbrahim'in bunca zamandır ne yaptığını bilmediğini düşünüyordu. Hemen özür diledi ve İbrahim'in yaptıklarını ailesine bildirmesinden korktu. İbrahim cevap verdi: "Sorun değil, önemli olan izinsiz hiçbir şey almayacağına söz vermen ve buradan her ayrılmak istediğinde bir parça çikolata al, o senindir!" Jad sevinçle kabul etti.
Zaman geçti , yıllar değişti ve Müslüman İbrahim artık Yahudi çocuğu Jad'a hem baba hem de yakın arkadaş oldu.
 
Jad'in bir sorunla karşılaştığında mutlaka gelip İbrahim'e danışması alışkanlık haline gelmiştir. Ve Jad ne zaman bir hikaye anlatmayı bitirse, İbrahim her zaman çekmeceden bir kitap alıp onu Jad'e veriyor ve sonra ona rastgele açmasını söylüyordu . Jad açtıktan sonra İbrahim iki sayfayı okudu, kapattı ve Jad'in sorunlarına tavsiyeler ve çözümler vermeye başladı.
 
Birkaç yıl geçti ve bunlar Jad'ın yaşlı ve eğitimsiz bir Türk Müslüman olan İbrahim ile geçirdiği günlerdi. Aradan 14 yıl geçti, şimdi Jad cesur bir genç oldu ve 24 yaşında, İbrahim ise o sırada 67 yaşındaydı. İbrahim sonunda öldü, ancak ölmeden önce çocuklarına emanet edilen bir kutuyu sakladı ve bu kutunun içine Jad ona her danıştığında okuduğu bir kitabı koydu. İbrahim, çocuklarına kitabı daha sonra genç bir Yahudi olan Jad'a hediye etmelerini vasiyet etti.
 
Jad , İbrahim'in öldüğünü ancak oğlu ona bir kutu vermek için vasiyet sunduğunda öğrendi. Jad bu haber karşısında sarsıldı ve çok üzüldü çünkü İbrahim onun tüm sorunlarına çözüm sağlayan kişiydi ve İbrahim onun tek gerçek arkadaşıydı. Günler geçtikçe Jad, ne zaman sorunlardan rahatsız olsa hep İbrahim'i düşünürdü. Artık sadece bir kutu bırakıyor. Her zaman açtığı kutunun içinde İbrahim'in yanına her geldiğinde okuduğu bir kitap vardı. Jad daha sonra kitabın sayfalarını açmaya çalıştı ancak kitapta Arapça yazılar vardı ve okuyamadı.
 
Daha sonra Tunuslu bir arkadaşının yanına giderek ondan kitaptan iki sayfa okumasını istedi. Tıpkı İbrahim'in danışmaya geldiğinde ondan kitabın sayfalarını rastgele açmasını istemesi gibi.
Tunuslu arkadaş daha sonra gösterdiği iki sayfayı okuyup anlamını açıkladı. Ve arkadaşının okuduklarının Jad'in o sırada yaşadığı sorunla tam olarak örtüştüğü ortaya çıktı. Daha sonra Jad, başına gelen sorunu anlattı. Daha sonra Tunuslu arkadaşı, kitapta okuduklarına göre ona bir çözüm sundu.
Jad şok oldu, sonra merakla sordu: "Bu kitap nedir!?"
Şöyle cevap verdi: "Bu, Müslümanların kutsal kitabı Kur'an'dır!"
Bu yüzden inanamadım ama aynı zamanda hayrete düştüm.
Jad daha sonra tekrar sordu: "Nasıl Müslüman olursun? "
Arkadaşı cevap verdi: "Şehadet getir ve şeriata uy!"
Bundan sonra, Jad hiç tereddüt etmeden İman'ı söyledi ve artık İslam'ı benimsedi!
 
Jadullah Müslümandır.
 
Jad artık Müslüman olduğundan, bu kadar özel olan ve hayatındaki bugüne kadarki tüm sorunlara cevap verebilecek Kur'an kitabına duyulan saygının bir göstergesi olarak adını Jadullah Al-Qur'ani olarak değiştirdi. Ve o andan itibaren hayatının geri kalanını Kuran öğretilerinin yayılmasına hizmet ederek geçirmeye karar verdi. Jadullah, Kuran'ı incelemeye ve içeriğini anlamaya başladı, ardından altı bin Yahudi ve Hıristiyan'ı din değiştirmeyi başarıncaya kadar Avrupa'da vaaz verdi.
Bir gün Jadullah, İbrahim'in kendisine verdiği Kur'an'ın sayfalarını açtı. Aniden üzerinde dünya haritası olan bir sayfa buldu. Gözleri Afrika kıtasının resmine takılınca, üzerinde İbrahim'in imzası belirdi ve imzanın altında şu ayet yazıyordu:
((Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et ...!!))
(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel derslerle çağır!..."  (Nahl Suresi, 125)
 
Bunun İbrahim'in isteği olduğuna ikna oldu ve bunu gerçekleştirmeye karar verdi.
Bir süre sonra Jadullah Avrupa'yı terk etti ve Kenya, Güney Sudan (nüfusun çoğunluğunun Hıristiyan olduğu), Uganda ve çevre ülkeler dahil olmak üzere Afrika ülkelerine gitti. Jadullah, 6.000.000'den (altı milyon) fazla insanı Zolo kabilesinden dönüştürmeyi başardı, bu sadece bir kabile, diğer kabileler değil.
 
Ahir Hayat Jadullah
 
Gerçek bir Müslüman, gerçek bir vaiz olan Jadullah Al-Qur'ani, İslam'ı kabul ettiğinden bu yana geçen 30 yılı kurak Afrika ülkelerinde vaaz vererek geçirmiş ve milyonlarca insanı İslam'a dönüştürmeyi başarmıştır.
Jadullah hastalandıktan sonra 2003 yılında öldü. O sırada 45 yaşındaydı, vaaz verirken öldü.
 
Hikaye henüz bitmedi
 
Bayan Jadullah Al-Qur'ani fanatik bir Yahudi kadındı, eğitimli bir kadındı ve bir üniversitede öğretim görevlisiydi. Annesi ancak 2005 yılında, yani Jadullah'ın ölümünden iki yıl sonra, o 70 yaşındayken Müslüman oldu.
Anne, oğlu hayattayken 30 yıl boyunca tüm tecrübesi, bilgisi ve yeteneğiyle oğlunun çeşitli şekillerde Yahudi olması için var gücüyle çabaladığını, ancak oğlunun bu konuda ikna olmasını sağlayamadığını anlattı. Yahudi olmaya geri dönün. Eğitimli olmayan yaşlı bir Müslüman olan İbrahim, İslam'ı benimsemek için kalbini yumuşatabiliyorken, bunun nedeni İslam'ın tek gerçek din olmasıdır.
 
 
O zaman şu soru ortaya çıkıyor: "Yahudi oğlu Jad neden İslam'ı kabul etti?"
 
Jadullah Al-Qur'ani, 17 yıldır tanıdığı İbrahim'in kendisine hiçbir zaman "Ey kafir!" diye hitap etmediğini söyledi. veya "Hey Yahudiler!" Hatta İbrahim hiçbir zaman "İslam'a girin!" bile demedi. Düşünün ki, 17 yıl boyunca İbrahim ona bir kez bile dini, İslam'ı, Yahudiliği öğretmedi. Sade, yaşlı Müslüman adam onu ​​hiçbir zaman dini meseleleri tartışmaya davet etmedi. Ancak çocuk kalbini Kuran ahlakına nasıl yönlendireceğini bilir.
Daha sonra DR'nin ifadesinden. Darfur sorununu ve Hıristiyanlaşmanın çözümünü tartışmak üzere Londra'da bir seminere katılan Shafwat Hijazi (ünlü Mısırlı dailerden biri), Zolo kabilesinin liderlerinden biriyle görüştü. İslam'ı Cedullah El-Kur'anî aracılığıyla mı kabul ettiği sorulduğunda şu cevabı verdi: HAYIR! ancak Cedullah el-Kur'anî'nin İslam'ı kabul ettiği kişiler aracılığıyla İslam'ı kabul etti.
 
 
Jad, 40'lı yaşlarında, 7 yaşında bir çocuktur. Ailesiyle birlikte Fransa'nın bir şehrinde bir apartman dairesinde yaşıyor. Dindar ve yüksek eğitimli bir Yahudi ailede doğdu. Annesi o dönemde Fransa'nın önde gelen bir üniversitesinde profesördü.

Dairenin zemin katının bir köşesinde, Jad'in ailesi de dahil olmak üzere bölge sakinlerinin günlük ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri küçük bir "market" dükkanı bulunmaktadır. Dükkan 67 yaşındaki Türk vatandaşı İbrahim'e ait. Yüksek eğitimli çevrelerden olmayan, çok basit bir insan.

Küçük Jad neredeyse her gün bu mağazadan alışveriş yapıyor. Alışveriş yaparken İbrahim'in haberi olmadan, en azından öyle sanıyordu, gizlice bir parça çikolatalı şeker alıyordu. Ta ki bir gün çikolatayı almayı unutana (üzgünüm: çalana kadar).

İbrahim dükkandan çıkarken onu aradı ve "Jad, bir şeyi unuttun oğlum" dedi. Küçük Jad alışverişini kontrol ediyor. Ancak unuttuğum bir şey bulamadım.

İbrahim, "Öyle değil" dedi. "Bu." Jad'in genellikle aldığı çikolatayı tutarken. Elbette Jad şok oldu ve korktu. İbrahim'in bu 'utanç verici şeyi' anne ve babasına aktaracağından korkuyordu. Tepkisi şaşkın ve solgundu. İbrahim gülümseyerek,

"Sorun değil oğlum... Bugünden itibaren her alışveriş yaptığında hediye olarak bedava çikolata alabilirsin. Ama dürüst olacağına söz ver" dedi. O günden sonra Jad, İbrahim'in en yakın arkadaşı oldu. Sadece İbrahim'le buluşmak için alışveriş yapmakla kalmadı, aynı zamanda hikayelerin anlatıldığı ve şikayetlerinin paylaşıldığı bir yer haline geldi. Bir sorunla karşılaştığında ilk konuştuğu kişi İbrahim oldu. Ve bu olduğunda İbrahim hiçbir zaman doğrudan cevap vermedi, ancak Jad'e her zaman tahta bir kutuda saklanan kalın bir kitabın sayfalarını açmasını söyledi. İbrahim iki sayfayı sessizce okuyacak ve ardından Jad'in karşılaştığı sorunun cevabını açıklayacak. Bu yaklaşık 17 yıl devam etti. Ta ki bir gün İbrahim'in çocuklarından biri Jad'ın yanına gelip kutuyu ona verince, o zamanlar genç bir adam olan Jad'a çok üzücü bir haber gelmiş. Gerçek dostu İbrahim vefat etti. Ölü. Kitabın bulunduğu kutuyu büyük bir duyguyla aldı. Jad ona İbrahim'in bir temsilcisiymiş gibi saygıyla davrandı. Bir keresinde karmaşık bir sorunla karşılaştığında, İbrahim'e sık sık yaptığı gibi bir kutu alıp içindeki kitabı açtı. Kitabın Arap harfleriyle yazıldığı ortaya çıktı. Ayrıca Tunuslu arkadaşından rastgele seçtiği 2 sayfanın anlamını açıklamasını istedi.













Arkadaş daha sonra yazının manasını okudu. Aslında arkadaşının söyledikleri, karşılaştığı soruna özel bir cevap gibi görünüyordu...
Sonra arkadaşına sordu: "Bu hangi kitap...?"

*"Kur'an-ı Kerim*, Müslümanların kutsal kitabı."

Jad bunu duyunca şok oldu ve hemen Müslüman olmanın şartlarının neler olduğunu sordu.

Tunuslu cevap verdi: "Kolay, itikâd ve şeriatı uygulamaya çalışmak."

O gün Jad Müslüman oldu ve adını *Jadullah Al-Qurani* olarak değiştirdi. Mümkün olduğu kadar Kur'an'ı inceleyeceğine söz verdi.

Tabii Yahudi ailesi, özellikle de profesör olan annesi bunu kabul etmekte zorlandı ve Jad'i asıl inancına döndürmeye çalıştı.
Annesi çeşitli şekillerde mücadele etti ve hatta Yahudi entelektüel çevrelerden arkadaşlarını Jad'e anlayış göstermeleri için davet etti. Bu 30 yıl sürdü ama sonuçsuz kaldı.

"İbrahim'in mütevazı etkisi görünüşe göre Jad'in etrafındaki tüm akıllı insanları alt etti."

Jadullah bir keresinde şöyle demişti:

"Hiç dinden bahsetmeyen bir adamın elinde Müslüman oldum."
"Hiçbir zaman şunu söylemedim:

" Sen Yahudisin!!"
"Sen bir kafirsin!"
"Din çalış!"
"Müslüman ol!"

Ama bana en güzel davranış olan "ahlak"la dokundu. Beni en iyi kitap olan Kur'an'la tanıştırdı."

Jadullah, Kur'an'ı inceledi ve içeriğini anladı, ardından altı bin Yahudi ve Hıristiyan'ı din değiştirmeyi başarana kadar Avrupa'da vaaz verdi.

Bir gün Jadullah, Kur'an'ı açtı. Kuran'ın sayfaları İbrahim'e hediye edilmişti. Birdenbire gözleri Afrika kıtasının resmine takılıyken, üzerinde İbrahim'in imzası belirdi. imzası şu ayetti:

((اُدْعُ إِلَى سَبِيلِ رَبِّكَ بِالْحِك ْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ…!))

“(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle çağır ve iyi öğrenmeler!!…” (Nahl Suresi, 125)

Bunun İbrahim'in isteği olduğuna ikna oldu ve

bir süre sonra Jadullah Avrupa'yı terk etti ve aralarında Kenya, Güney Sudan (nüfusun çoğunluğunun Hıristiyan olduğu), Uganda ve Afrika ülkelerinin de bulunduğu Afrika ülkelerine gitti. Çevre ülkelerde Jadullah, 6.000.000'den (altı milyon) fazla insanı Zolo kabilesinden dönüştürmeyi başardı, bu sadece bir kabile, henüz diğer kabileler değil.

Jadullah Al-Qur'ani, Müslüman olarak yaşamını sürdürürken 2003 yılında vefat etti.
30 yıldan fazla bir sürede Afrika'da 6 milyondan fazla insanı İslam'a dönüştürdü.

Bu arada annesi, oğlu Jadullah Al-Qur'ani'nin ölümünden iki yıl sonra, 2005 yılında 78 yaşındayken Müslüman oldu.

Bu gerçek hikayenin bazı parçaları, sonunda bir Fransız film yapımcısına filmi, François Dupeyron'un yönettiği "MÖSIEUR IBRAHIM et Les Fleurs du Coran' (İbrahim ve Kur'an'ın Çiçekleri)" adıyla filme alması için ilham verdi. Bu filmde efsanevi Mısırlı aktör Omar Sharif (İbrahim Amca rolünde) ve yetenekli genç Fransız aktör Pierre Boulanger (genç Yahudi Jad rolünde) rol alıyor.

Kardeşim...
Bu, özellikle Davet yorumcuları için çok ilham verici, olağanüstü, gerçek bir hikaye.

Gerçekte, sırf bir ayeti, Kur'an'ın veya hadisin çeşitli ayetlerini veya hadisleri farklı yorumladıkları için diğer Müslüman kardeşlerimizi inkâr etmekten hoşlanan birçok Müslüman kardeşimiz var....

 Sübhanallah...
Allahumme Sholli 'Ala Seyyidina Muhammed ve' ala Aalihi Veşohbihi Vebarik Vebarik Vessalim..

Keffah Müslümanlarından olalım..
***
 
 
JAD KİNİ JADULLAH AL QURANI

Jad artık Jadullah AL QUR'ANI adında bir Müslüman, bu kadar özel ve özel olan Kur'an kitabı için adını arkasındaki isim olan 'AL QUR'ANI' ile değiştirdi. Çocukluğundan yetişkinliğine kadar hayatının tüm sorunlarına ve sorunlarına cevap verebilmiştir. Ve o andan itibaren hayatının geri kalanını, hayatını ve kendisini Kuran öğretilerini yaymaya adamaya karar verdi.

Böylece Jadullah, Kuran'ı incelemeye ve içeriğini anlamaya başladı, ardından altı bin Yahudi ve Hıristiyanı İslam'a döndürmeyi başarana kadar Avrupa'da vaaz verdi.

Bir gün Jadullah, İbrahim'in hediyesi olarak Kur'an sayfalarını açtı. Aniden üzerinde dünya haritası olan bir sayfa buldu. Gözleri resme sabitlendiğinde bunun Afrika ve üzerinde İbrahim'in imzası vardı ve imzanın altında şu ayet yazıyordu:

kıtasının O bile İbrahim'in vasiyetinin bu olduğuna kanaat getirmiş ve bunu uygulamaya karar vermişti. Bir süre sonra Jadullah Avrupa'yı terk etti ve Kenya, güneydeki Sudan (nüfusun çoğunluğu Hıristiyandır), Uganda ve çevre ülkeler dahil olmak üzere Afrika ülkelerine vaaz vermeye gitti. Jadullah, Zolo kabilesinden 6.000.000'den (altı milyon) fazla insanı İslam'a dönüştürmeyi başardı, bu sadece bir kabile, diğer kabilelerle henüz değil. CEDULLAH'IN SON HİKAYESİ Cedullah El-Kur'anî, gerçek bir Müslüman, gerçek bir vaiz, İslam'ı kabul etmesinden bu yana 30 yılını kurak Afrika ülkelerinde vaaz vererek geçirmiş ve milyonlarca insanı İslam'a dönüştürmeyi başarmış bir vaizdir. Jadullah hastalık nedeniyle 2003 yılında öldü. O sırada 45 yaşındaydı, vaaz verirken öldü. HİKAYE BİTMEDİ. Jadullah Al-Qur'ani'nin annesi fanatik bir Yahudi kadındır, üniversitelerden birinde eğitim görmüş bir kadındır. Annesi, Jadullah'ın 70 yaşındayken ölmesinden iki yıl sonra, 2005 yılında İslam'ı kabul etti. Anne bana, oğlu Jadullah hayattayken, kendisinin (annenin) 30 yıl boyunca, tüm tecrübesi, bilgi sağlamlığı ve sağlamlığıyla, oğlunu çeşitli şekillerde Yahudi olarak geri döndürmek için tüm gücüyle çabaladığını söyledi. yeteneği vardı, ancak oğlunun Yahudiliğe dönmesine etki edemedi. Oysa İbrahim, pek eğitimli olmayan yaşlı bir Müslüman, İslam'ı kabul etmek için kalbini yumuşatabilmişti; bu, İslam'ın tek hak din olmasından başka bir şey değildi. O zaman şu soru ortaya çıkıyor: "Yahudi oğlu Jad neden İslam'ı kabul etti?" Jadullah Al-Qur'ani, 17 yıldır tanıdığı İbrahim'in kendisine hiçbir zaman "Ey kafir!" veya "Hey Yahudi!" İbrahim bile hiçbir zaman "İslam dinine girin!" demedi.
 
***
 

6 milyon insanı İslam'a dönüştürün

Jad artık Müslüman olduğundan, bu kadar özel olan ve hayatındaki bugüne kadarki tüm sorunlara cevap verebilecek Kur'an kitabına duyulan saygının bir göstergesi olarak adını Jadullah Al-Qur'ani olarak değiştirdi. Ve o andan itibaren hayatının geri kalanını Kuran öğretilerinin yayılmasına hizmet ederek geçirmeye karar verdi.

Jadullah, Kuran'ı incelemeye ve içeriğini anlamaya başladı, ardından altı bin Yahudi ve Hıristiyan'ı din değiştirmeyi başarıncaya kadar Avrupa'da vaaz verdi.

Bir gün Jadullah, İbrahim'in kendisine verdiği Kur'an'ın sayfalarını açtı. Aniden üzerinde dünya haritası olan bir sayfa buldu. Gözleri Afrika kıtasının resmine takılınca, üzerinde İbrahim'in imzası belirdi ve imzanın altında şu ayet yazıyordu:

((Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et...!!))

"(İnsanları) Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel derslerle çağır!..." [QS. An-Nahl; 125]

Bunun İbrahim'in isteği olduğuna ikna oldu ve bunu gerçekleştirmeye karar verdi.

Bir süre sonra Jadullah Avrupa'yı terk etti ve aralarında Kenya, Güney Sudan (nüfusun çoğunluğunun Hıristiyan olduğu yer), Uganda ve çevre ülkelerin de bulunduğu Afrika ülkelerine gitti. Jadullah, 6.000.000'den (altı milyon) fazla insanı Zulu kabilesinden dönüştürmeyi başardı, bu sadece bir kabile, diğer kabileler değil.

Ahir Hayat Jadullah

Gerçek bir Müslüman, gerçek bir vaiz olan Jadullah Al-Qur'ani, İslam'ı kabul ettiğinden bu yana geçen 30 yılı kurak Afrika ülkelerinde vaaz vererek geçirmiş ve milyonlarca insanı İslam'a dönüştürmeyi başarmıştır.

Jadullah hastalandıktan sonra 2003 yılında öldü. O sırada 45 yaşındaydı, vaaz verirken öldü.

Hikaye henüz bitmedi

Bayan Jadullah Al-Qur'ani fanatik bir Yahudi kadındı, eğitimli bir kadındı ve bir üniversitede öğretim görevlisiydi. Annesi ancak 2005 yılında, yani Jadullah'ın ölümünden iki yıl sonra, o 70 yaşındayken Müslüman oldu.

Anne, oğlu hayattayken 30 yıl boyunca tüm tecrübesi, bilgisi ve yeteneğiyle oğlunun çeşitli şekillerde Yahudi olması için var gücüyle çabaladığını, ancak oğlunun bu konuda ikna olmasını sağlayamadığını anlattı. Yahudi olmaya geri dönün. Eğitimli olmayan yaşlı bir Müslüman olan İbrahim, İslam'ı benimsemek için kalbini yumuşatabiliyorken, bunun nedeni İslam'ın tek gerçek din olmasıdır.

Soru şu: "Yahudi çocuk Jad neden İslam'a geçti?"

Jadullah Al-Qur'ani, 17 yıldır tanıdığı İbrahim'in kendisine hiçbir zaman "Ey kafir!" diye hitap etmediğini söyledi. veya "Hey Yahudiler!" İbrahim bile hiçbir zaman "İslam'a geç!" demedi.

Düşünün ki İbrahim 17 yıl boyunca ona bir kez bile din, İslam ve Yahudilik hakkında bir şey öğretmedi. Sade, yaşlı Müslüman adam onu ​​hiçbir zaman dini meseleleri tartışmaya davet etmedi. Ancak bir çocuğun kalbini Kuran ahlakına nasıl yönlendireceğini bilir.

Daha sonra Dr. Darfur sorununu ve Hıristiyanlaşmanın çözümünü tartışmak üzere Londra'da bir seminere katılan Shafwat Hijazi (ünlü Mısırlı dai'den biri), Zolo kabilesinin liderlerinden biriyle görüştü. İslam'ı Cedullah El-Kur'anî aracılığıyla mı kabul ettiği sorulduğunda şu cevabı verdi: HAYIR! ancak Cedullah el-Kur'anî'nin İslam'ı kabul ettiği kişiler aracılığıyla İslam'ı kabul etti.

Sübhanallah, Cedullah El-Kur'an'ın İslam'a getirdiği insanlar aracılığıyla İslam'a girecek çok daha fazla insan olacaktır. Ve Jadullah El-Kur'anî de, çok eğitimli olmayan ama çok çok daha asil ve kutsal ahlaka sahip olan eski bir Türk Müslüman'ın eliyle İslam'ı benimsedi.

Bu, Jadullah Al-Qur'ani hakkındaki destandır, bu hikaye, yazarın "Mısır Devrimcilerinin Şeyhi" lakaplı merhum Şeyh İmad İffat'ın notlarından alıp tercüme ettiği gerçek bir hikayedir. Kendisi El Ezher din adamı ve Mısır Fetva Enstitüsü üyesiydi ve 16 Aralık 2011 Cuma günü Kahire'de meydana gelen olayda şehit oldu.

Bu gerçek hikaye, bu gibi iftiralarla dolu günlerde hep birlikte düşünmeye değer. Pek çok insanın artık Kur'an'ın tebliğ şekline dikkat etmediği bir dönemde. Müslüman kardeşleri olduğu halde küfre inanmak, hakaretlerde akıcı olmak, dalalet iddiasında bulunmak, dalalet ilan etmek, sövmek, iftira atmak kolaydır.

Geçmişte vaizlerimiz Tevhid'i yaymak ve kâfirleri İslam'a döndürmek için dişleriyle tırnağıyla mücadele etmişlerken, neden şimdi zaten Müslüman olan insanlar kâfir ediliyor ve şirkle suçlanıyor? Bir şeyi sadece neye benzediğine göre yargılamak zorunda değil miyiz? Bu arada Allah daha sonra iç sorunları cezalandırsın. Her insanın iman derecesini öğrenmek için her insanın göğsünü kesip açmamız hiçbir şekilde emrolunmamıştır.

Haydi, medyanın BCA 1280720000 ve Beytül Maal Hidayetullah Vakfı'nın (BMH) yayılmasına yardımcı olun. https://dakwah.media/ adresini ziyaret edin

Allah swt'nin emri olan Taha Suresi 44. ayetine bakalım. Firavun'u almaya gidecekleri zaman Musa ve Harun aleyhisselam'a. Tanrı şöyle dedi:

((Sonra ona yumuşak bir söz söyle, belki hatırlar veya korkar.)

"O halde ikisiyle de yumuşak sözlerle konuş. Umulur ki hatırlar veya korkar."

Düşünün, Firavun açıkça kafir lanetlidir, ama kendisi gibi insanlarla vaaz verirken yumuşak sözlerle kalmalıdır, kendisinin lanetli bir kafir olduğunu belirtmeden! Peki bugün dünyada Musa Peygamber'den, Harun Peygamber'den daha İslamcı bir dünyada mı yaşıyoruz? Yoksa Kur'an'ın bugüne kadar kafirliğini kaydettiği Firavun'dan daha kâfir bir kimse var mıdır?

Peki daveti Kur'an'ın metoduyla uygulamamamızın sebebi nedir? Yani bilgece, iyi tavsiyelerle ve güçlü argümanlar kullanan ancak kibar ve nazik kalarak yapılan tartışmalarla mı?

O halde davette dikkat etmemiz gereken şey, İslam hakikatini nasıl kolaylıkla aktarabileceğimizdir.

Dolayısıyla şimdi kâfir olan birini bulursak, belki de ömrünün sonunda Allah ona İslam'a dönmesi için hidayet verir.

Ömer bin Hattab da bir zamanlar Resûlullah'a düşman değil miydi? Fakat Allah başka bir şey istedi ve Ömer hidayet buldu ve sonunda İslam'ı kabul etti. O halde, eğer şimdi bir Müslüman varsa, belki de hayatının sonunda Allah, o kâfir olarak ölünceye kadar ondan hidâyeti kaldıracaktır. Na'udzubillah tsumma Na'udzubillahi min Dzalik.

Çünkü şeytanın işlediği ilk günah, kibir ve kibir olup, kendini en aziz hissederek, Adem aleyhisselam'a secde ederek Allah'ın hakikatini kabul etmek istememektir. Dolayısıyla Allah, hidayetini yüksek fikirli bir Müslümandan alıp alçakgönüllü bir kafirin eline veriyor olabilir. Allah için hiçbir şey imkansız değildir!

Benimsediğimiz İslam inancını savunalım ve İslam'ı benimseyip tevhid inancını benimseyen başkalarının inançlarıyla asla alay etmeyin, "kemirmeyin". Biz aynı dinin kardeşleriyiz. Birbirine hatırlatmak iyidir, Müslüman kardeşlerinin inançlarını korumak iyidir. İyi şeyler için daima omuz omuza mücadele edelim. Wallahu Ta'ala A'la Wa A'lam Bis-Shawab.*

 

Yazar, El-Ezher Üniversitesi Kahire Lisans Programında İslam Hukuku ağırlıklı bir öğrencidir. Facebook; Mustamid

Altyazı: Güney Afrikalı Müslümanlar ve Yazarın fotoğrafı

 

 

***

 

Aşk İnancı Bile Değiştirebilir

Yaklaşık 1957 yılında, Türkiye'den elli yaşında bir adam, Fransa'nın bir yerindeki bir konut binasının köşesinde küçük bir dükkan açtı. Çevresindekiler bu yaşlı adamı tanıyor ve “İbrahim Amca” diyorlardı. İbrahim Amca'nın dükkanında küçük ev eşyalarının yanı sıra çikolatalar, dondurmalar, çocuklar için haplar, şekerler de vardı...!

Aynı binanın bir katında yedi yaşında bir oğlu (Jad) olan Yahudi bir aile yaşıyordu. Jad, küçük ev ihtiyaçlarını satın almak için neredeyse her gün İbrahim Amca'nın dükkânına gelirdi. Jad, İbrahim Amca'yı dükkândan çıkarken başka bir işle uğraşırken bulduğunda bir kalıp çikolata çalmayı hiç unutmamıştı. Bir keresinde Jad dükkandan çıkarken çikolata çalmayı unutmuştu. İbrahim Amca arkadan Jad'a seslendi ve şöyle dedi:
“Jad…! Bugün çikolata almayacak mısın…?”
İbrahim Amca bunu sevgisinden ya da arkadaşlığından söylemişti ama Jad için şoktan öte bir şeydi. Jad bugüne kadar hırsızlığının bir sır olduğuna inanıyor ama durum tam tersi. Jad, İbrahim Amca'ya mırıldandı:
"Eğer beni affedersen, bir daha asla hırsızlık yapmaz."

Ancak İbrahim Amca Jad'e şöyle dedi:
"Hayatında hiç kimseden çalmayacağına söz verirsen, mağazadan her çıkışında günde bir çikolata senin olacak."
Jad ve Amca da tam olarak bu konuda hemfikirdi…!

Zaman geçtikçe bu Yahudi çocuk Jad ile Abraham Amca arasındaki aşk giderek derinleşti. Tam tersine İbrahim Amca Jad'ın babası, annesi ve arkadaşı olmuştu. Jad ne zaman bir sıkıntısı veya sıkıntısı olsa İbrahim amcaya anlatırdı. Bu durumda Amca masanın çekmecesinden bir kitap çıkarır ve Jad'e kitabı herhangi bir yerden açmasını söylerdi. Jad kitabı açar ve Amca oradan iki sayfa okur, Jad'e sorunun çözümünü anlatır, Jad'in kalbi tatmin olur ve evine giderdi...!

Ve böylece birbiri ardına on yedi yıl geçti. On yedi yıl sonra Jad yirmi dört yaşında bir çocuk olduğunda Abraham Amca altmış yedi yaşındaydı. Ölüm çağrısı geldi ve İbrahim amca öldü...!

Oğullarıyla birlikte Jad için bir kutu bıraktı. Vasiyeti şuydu:
“Ölümünden sonra bu sandık bu genç Yahudi Yahudiye hediye edilmeli…!”

Amcasının oğulları sandığı ona verip babasının öldüğünü söylediklerinde çok üzüldü çünkü onu üzen amcasıydı. Jad kutuyu açtığında, içinde açıp amcasına verdiği kitabın aynısı vardı…!

Jad, amcamın tabelasını evde bıraktı ve başka işlerle meşgul oldu. Fakat bir gün aklına bir sorun geldi: “Bugün amcası olsaydı, kitabı açıp ona iki sayfa okurdu ve sorunun çözümü ortaya çıkardı.” Jad, amcasını düşündü ve gözyaşlarına boğuldu. dışarı …!

“Neden bugün kendim denemiyorum…!”
Kitabı açıp kendi kendine hitap etti ama kitabın dili ve yazımı kavrayışının ötesindeydi. Kitabı eline alarak Tunuslu Arap arkadaşının yanına gitti ve ona şöyle dedi:
“Bana iki sayfasını oku.”

Anlamını sordu ve sorununu kendisi çözdü. Dönmeden önce arkadaşına sordu:
“Bu nasıl bir kitap…?”

Tunuslu arkadaşı şöyle dedi:
“Bu, biz Müslümanların kitabı Kur’an’dır…!”

Jad sordu:
“Nasıl Müslüman olursun…?”

Tunuslu,
"Şehitlik sözünü okuyun, sonra kanuna uyun..." dedi.

Jad şöyle dedi:
"O halde dinle, diyorum ki

أَشْهَدُ أَنّ لَا إِلَ رسولهَ إِلَّإ اللَّإهَ وَاشْهَدُ ان محمد رسول الله …!”

Jad Müslüman oldu ve kendisine “Jad Allah Al-Qurani” adını seçti. İsmin seçimi onun Kuran'a olan büyük sevgisinin açık bir kanıtıydı. Jad Allah Kuran'ı okudu, dini anladı ve tebliğ etmeye başladı…!

Avrupa'da 6.000'den fazla insan onun eliyle İslam'a geçti. Bir gün eski evraklara bakan Jadullah, İbrahim Amca'nın kendisine verdiği, Afrika kıtasının çevresine çizilen ve İbrahim Amca'nın imzasını taşıyan bir çizgiyle Kuran'da geçen bir dünya haritası gördü. Ayrıca amcamın yazdığı şu ayet de vardı:
"Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel tebliğle çağır."
“Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle davet et...!”

Jadullah sanki amcasının onun için vasiyetiymiş gibi hissetti. Ve aynı zamanda Jadullah da bu vasiyeti yerine getirmeye karar vermiş ve aynı zamanda Jadullah Avrupa'ya veda ederek Kenya, Sudan, Uganda ve çevre ülkelerini kendine yurt edinmiştir. Üzerinde yürümekten çekinmedi ve Cenab-ı Hak onun elleriyle altı milyon insanı İslam nuruyla lütfetti…!

Jadullah, hayatının otuz yılını Afrika'nın zorlu ortamında geçirdi. 2003 yılında, henüz elli dört yaşındayken, gerçek yaratıcısını Afrika'da bulunan hastalıklarda buldu...!

Jadullah'ın sıkı çalışmasının meyveleri ölümünden sonra bile devam etti. Ölümünden tam iki yıl sonra annesi yetmiş yaşında Müslüman oldu…!

Jadullah, İbrahim Amca'nın on yedi yıl boyunca kendisinin Müslüman olmadığını hissetmesine asla izin vermediğini ve ondan İslam'a geçmesini asla istemediğini sık sık hatırlıyordu. Ama tavrı öyleydi ki Jad'ın İslam'a geçmekten başka seçeneği yoktu…!

Bu olayı size anlatmaktan maksat sadece İbrahim Amca gibi biz Müslümanların ahlâkının, alışkanlıklarının, görgü ve karakterinin nasıl olup da gayrimüslim bir Ced'in sonradan "Ced_Allahu'l-Kur'anî" olduğunu sormaktır. bizden etkileniyor musunuz? Dinim İslam'a bu güzel şekilde hizmet etsin...

Yüce Allah, günahkarlar ve siyah araba da dahil olmak üzere tüm Müslümanlara merhamet etsin ve bana doğru yolda yürümeyi mükemmel bir şekilde nasip etsin…!
Yoldayken her zamanki gibi son bir şey söylüyor. Bir videoyu, yorumu, etkinliği, hikayeyi veya yazıyı vb. beğendiyseniz okuduktan sonra biraz daha çaba gösterin ve arkadaşlarınızla paylaşın. İster inanın ister inanmayın, sadece bir dakikanızı alacak ama belki de o bir anın acısıyla paylaştığınız yazılar binlerce kişiye yol gösterici olacaktır….!

***

Jadallah el-Kuran

Yaklaşık elli yıl önce Fransa'da bir yerde, yaş anlamında bir Şeyh varmış. (eski amca). Türk'tü ve ellili yaşlarındaydı, adı İbrahim'di ve bakkalda çalışıyordu.
Bu mağaza bir apartmanın altındaydı, apartmanlardan birinde Yahudi bir aile yaşıyordu, Ja'ad adında bir oğulları vardı ve İbrahim Amca ile tanıştığında henüz yedi yaşındaydı.
Yahudi Ja'ad…. Ja'ad, evine bir şeyler almak için her gün İbrahim Amca'nın dükkânına gelirdi ama ne zaman dükkândan çıksa İbrahim Amca'nın onu görmediğini düşünerek bir parça çikolata çalmak için kullanırdı.
Bir gün Ja'd dükkândan çıkarken bir parça çikolata almayı (çalmayı) unutmuştu İbrahim Amca onu aradı ve ona her gün aldığı bir parça çikolatayı almayı unuttuğunu söyledi…..Ja'd öyleydi dehşete düşmüş, İbrahim amcanın her gün çikolata çaldığını bilmediğini düşünmüş, İbrahim amcadan kendisini affetmesini istemeye başlamış ve bir daha çikolata çalmayacağını söylemiş... İbrahim amca ona: “Hayır” demiş. , hayatında hiçbir şey çalmayacağına dair bana söz ver ve her gün mağazadan çıktığında bir parça çikolata al, bu sana bedava” diye memnuniyetle kabul etti (Ja'd).

Yıllar geçti ve İbrahim amca, Yahudi çocuk Ja'd'a baba, arkadaş ve anne oldu.
Câ'd bir sorunla karşılaştığında İbrahim amcanın yanına gelir ve derdini anlatır, derdini anlatmayı bitirince İbrahim amca dükkânın çekmecesinden bir kitap alıp Ced'e verir, ve İbrahim Amca'nın kitapta açtığı bu 2 sayfayı okumak için kullandığı bir Sayfayı açtıktan sonra kitaptan rastgele bir sayfa açmasını isteyin, sonra kitabı kapatıp sorunu çözer, ayrılır ve sıkıntıları giderilir ve sorun çözülür ve kendini geldiği zamankinden daha iyi hissetmeye başlar.

Yıllar geçti, Ja'ad'ın eski eğitimsiz Türk Müslümanı İbrahim amcasıyla böyleydi.
On yedi yıl sonra artık Ja'd 24'ünde, İbrahim Amca ise 67'sinde genç bir adam oldu.
İbrahim Amca öldü ama ölmeden önce çocuklarına bir kutu bıraktı ve Ja'ad'ın İbrahim Amca'nın yanına bir sorunu olduğunda açtığı bir kitap koydu. Kutunun içine çocuklarından kutuyu vermelerini istedi. Ja'ad'a ölümünden sonra hediye olarak.
Ja'd, İbrahim amcasının ölümünü öğrendiğinde çok üzüldü, çünkü İbrahim'den başka, sorunların alevlerinden ona yardım edecek tek kişiydi. !! İbrahim Amca'nın oğlu kutuyu Ja'ad'a teslim etti ve ona babasının bu kutuyu kendisine hediye olarak bıraktığını söyledi.

… günler geçti…[/
Bir sorunla karşılaştığı gün, bir anlamda İbrahim amcayı ve ona bıraktığı küçük kutusunu hatırladı, kutunun yanına gitti ve onu açtı ve kitap olarak kullandığı kitabı buldu. İbrahim amcayı her ziyaret ettiğinde dükkanını açar!!!
Kitabın sayfalarını açtı ama bilmediği Arapça yazılmıştı, bunun üzerine Tunuslu bir arkadaşına giderek ondan kitabın sayfalarını okumasını istedi ve sorununu Tunuslu arkadaşına anlattıktan sonra arkadaşına da anlattı. sorununa çözüm bulmasına yardımcı oldu.
Bu noktada Ja'd şok oldu ve sordu: Bu kitap nedir? Tunuslu arkadaş şöyle cevap verdi: Bu Kur'an-ı Kerim Müslümanların kitabıdır. Bunun üzerine Ja'd sordu ve nasıl Müslüman olurum? Tunuslu da şöyle cevap verdi: Tek yapmanız gereken şehadet getirmek ve şeriata uymak.
Ca'd şehadetini tekrarladı أشهد ألا إله إلا الله وأن محمداً رسول الله Şehadet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve Muhammed O'nun elçisidir

Müslim Jadallah ja'd Müslüman oldu ve Jadallah ElKurani
ismini seçti ve bu ismi seçti Bu kitabın büyüklüğünü göstermek ve yüceltmek için, hayatından geriye kalanını bu kitabın “Kuran”a hizmet etmesi için ayırmaya karar verdi.
Jadallah, Kur'an'ı öğrenip anlamaya başladı ve Avrupa'da insanları İslam'a ve Allah'a davet etmeye başladı, onun aracılığıyla çok sayıda insan, yaklaşık altı bin Yahudi, Hıristiyan da onun aracılığıyla Müslüman oldu.
Bir gün eski evraklarını karıştırırken, İbrahim amcanın kendisine bıraktığı Kur'an-ı Kerim'i açar ve Kur'an'ın başında bir dünya haritası, Afrika kıtasında ise İbrahim Amca'nın İmzası bulunur. Bir ayet yazıldı: “Rabbinin yoluna hikmetle ve güzel öğütle çağır”! “أدع إلى سبيل ربك بالحكمة والموعظة الحسنة
Jadallah, İbrahim amcanın kendisine bıraktığı tavsiyenin bu olduğunu düşündü ve uygulamaya karar verdi…. Bunun üzerine Avrupa'yı terk edip Kenya'da, Güney Sudan'da, Uganda'da ve komşu ülkelerdeki insanları İslam'a çağırmaya gitti, onun eliyle çok sayıda insan Müslüman oldu, mesele sadece Zulu'nun yaptığı işkembeden geliyor, altı milyondan fazla insan onun aracılığıyla Müslüman oldu. o.

Ölümü
Jadallah ElKurani, 30 yılını tebliğde geçiren bu salih Müslüman, Allah rızası için Afrika ormanlarında çok sayıda insan onun eliyle Müslüman oldu ve onlardan milyonlarcasına ulaşıldı 2003 yılında yakalandığı hastalık nedeniyle öldü. Onu Afrika'da davet ederken, öldüğünde 45 yaşına geldi ve onları Allah yolunda harcayın .

Hikaye henüz bitmedi. !!


Yahudi annesi, fanatik ve üniversite öğretmeni, oğlunun ölümünden iki yıl sonra 2005 yılında geçen yıl Müslüman oldu.
70 yaşında Müslüman olduğunu, oğlunun Müslüman olduğu otuz yıl boyunca onu Yahudiliğe döndürmek için mücadele ettiğini, tecrübesi, eğitimi ve ikna yeteneği ile oğlunu geri dönmeye ikna edemediğini, amcasının ise oğlunu geri dönmeye ikna edemediğini söylüyor. İbrahim eğitimsiz ama Müslüman, oğlunu İslam'a getirebildi ve bu hak dindir.
Allah'tan onu korumasını ve doğru yolda tutmasını diliyoruz.

Peki ama neden Müslüman oldu?    ( lütfen bunu dikkatli okuyun ve dikkat edin)
Jadallah ElKurani diyor ki, İbrahim amca on yedi yıldır “Seni kâfir”, “Yahudi” demedi. Ah, “Müslüman ol” bile demedi. !!
İbrahim Amca'nın on yedi yıl boyunca onunla asla din, İslam ve hatta Yahudi dini hakkında konuşmadığını hayal edin.
Büyük yaşlı şeyh eğitimsizdir, Kur'an'da Çocuğun kalbini nasıl yapacağını biliyordu!
Şeyh Safwat Hegazi, toplantılardan birinde buluştuğunda kendisine milyonlarca insan Müslüman olurken ne hissettiğini sorduğunda, kişinin bunu söylemekten gurur duymadığını, sadece Allah'ın rahmetiyle geri dönmeye çalıştığını söyledi. İbrahim amca tarafından yapılan iyiliğin bir parçasıdır

** Şeyh Safwat Hegazi tarafından kanal başarısı üzerine bir sempozyumda bahsedilen bu hikaye ***
[Bـ5 Kasım 2006, 14 Şevval 1427 Pazar Güncellemesi [/B]e
Dr. Safwat Hegazi Diyor Darfur krizini, oradaki ihtiyaç sahibi Müslümanların Hıristiyanlaşma tehlikesi ve savaş riskine karşı nasıl desteklenebileceğini tartışmak üzere Londra'da düzenlenen bir konferansta, Darfur bölgesinde yaşayan Zulu kabilesinden bir ihtiyarla görüştüğünü söyledi.
Konuşma sırasında Dr. Hicazi kendisine şunu sordu: Dr. Jad-Allah elKurani'yi tanıyor musunuz? Bu noktada kabilenin reisi Dr. Hicazi'ye sordu: Onu tanıyor muydunuz? Dr. Hicazi cevap verdi: Evet, İsviçre'de hastanede tedavi gördüğü sırada tanıştım.
Kabile reisi Dr. Hicazi'nin ellerini öpmeye kalkınca, Dr. Hicazi ona: Ne yapıyorsun? Ben bunu hak edecek hiçbir şey yapmamıştım!
Kabile şefi bireysel olarak: Elini öpmüyorum ama sıkılan bir eli öpüyorum, Dr. JAd ELQurani
Dr. Hijazi, ona sordu: Dr. Jad Allah elKurani'nin eliyle mi Müslüman oldun?
Kabile reisi şöyle dedi: Hayır, ama ben Dr. Jadallah elQuranic aracılığıyla İslam'ı kabul eden bir adamın eliyle İslam'a girdim, Allah ona rahmet etsin
سبحان الله؟! Acaba Jadallah elKurani'nin eliyle Müslüman olan insanlar nasıl Müslüman olacak?
ve ödül, 30 yıl önce vefat eden, Allah SWT'den sonra Dr.JadAllah elKurani'nin 30 yıl boyunca Müslüman olmasına ve onun aracılığıyla milyonlarca insanın Müslüman olmasına sebep olan İbrahim amcaya verilecek….

Hayırlar Allah'tandır, hatalar bendendir, Allah bizi affetsin. wa Jazaakom Allah Khayran, duanda beni unutma.
selam aleykum    

***


. on yedi yıl boyunca “Ey kafir”, “Yahudi” dememiş, hatta “Müslüman oldum” bile dememiş...
Düşünün on yedi yıl boyunca onunla dinden hiç bahsetmemiş. , İslam mı, yoksa Yahudilik mi? Yaşlı, eğitimsiz bir şeyh bu çocuğun kalbini nasıl ısıtacağını biliyordu. Bu, Kur'an'la ilgilidir! Toplantılardan birinde Şeyh ona milyonlarca insan dinlendiğinde ne hissettiğini sormuştu. Onun aracılığıyla İslam'a teşekkür etmediğini, gurur duymadığını, çünkü söylediğine göre, Allah rahmet eylesin, İbrahim Amca'nın nezaketinin bir kısmını Londra'daki bir konferansta geri çevirdiğini söyledi! Darfur meselesini ve oradaki muhtaç Müslümanların Hıristiyanlaşma ve savaş tehlikesine karşı nasıl desteklenebileceğini tartışıyor. Darfur bölgesinde yaşayan Zulu kabilesinin şeyhlerinden biriyle tanıştı. Sohbet sırasında Dr. Hicazi ona şunu sordu: Dr. Jadallah Al-Qurani'yi tanıyor musunuz?
. Bunun üzerine kabile şeyhi ayağa kalktı ve Dr. Hicazi'ye sordu: Onu tanıyor musun? Dr. Hicazi cevap verdi: Evet ve onunla İsviçre'de orada tedavi görürken tanıştım... Dr. Hicazi kabilenin şeyhinin onu sıcak bir şekilde kabul ettiğini anlayınca Dr. Hicazi ona şöyle dedi: Ne yapıyorsun? Ben bunu hak edecek hiçbir şey yapmadım! Kabile şeyhi cevap verdi: Ben senin elini öpmüyorum, bunun yerine Dr. Jadallah Al-Qurani ile el sıkışan eli öpüyorum!
. Dr. Hicazi ona şunu sordu: Dr. Jadallah'ın eliyle mi Müslüman oldun? . Kabile şeyhi cevap verdi: Hayır, ben Dr. Jadallah el-Kuranî'nin eliyle İslam'a geçen bir adamın eliyle İslam'a girdim, Allah ona merhamet etsin!!
Allah'a şükürler olsun ki, Kur'an'ın cezdullahı ile İslam'a girenlerin elinde kaç kişi İslam'a girecek? 30 yıldan fazla bir süre önce ölen kişi 
.

https://turntoislam.com/community/threads/jaad-allah-el-qurani-%D8%AC%D8%A7%D8%AF-%D8%A7%D9%84%D9%84%D9%87-%D8%A7%D9%84%D9%82%D8%B1%D8%A2%D9%86%D9%8A.4365/

https://hidayatullah.com/kajian/oase-iman/2012/03/01/2032/kisah-seorang-yahudi-yang-mengislamkan-jutaan-orang.html

https://peacepsyche.wordpress.com/2020/07/11/love-can-change-even-faith/

https://hidayatullah.com/kajian/oase-iman/2012/03/01/2032/kisah-seorang-yahudi-yang-mengislamkan-jutaan-orang.html


https://kedahkekl.blogspot.com/2013/12/info-kisah-yahudi-mengislamkan-jutaan.html

https://sozvekalem.com/kuran-ile-yeseren-bir-hayat-cadullah-kurani-tr-275.html

https://aminbenahmed.blogspot.com/2017/11/kisah-jad-si-anak-yahudi.html

https://en.wikipedia.org/wiki/Safwat_Hegazi

Bu sayfa 45024 kişi tarafından okunmuştur
<